Akel'in uzattığı meyve suyunu alıp çözdüğüm teste geri döndüm. 2 gün sonra kimya sınavı vardı ve benim kimyam çok iyi değildi. İyiydi ama çok iyi değildi işte.
Al işte yine bir soruda takılmıştım. 5 dakikalık çözme denememden sonra oflayıp kalemi masaya fırlattım. Kulaklığımı da çıkarıp tekrar ofladım. Herkes masadaydı . Derin bir nefes alıp yavaşça kalemi elime aldım ve gülümsedim.
"Bu sefer seni çözeceğim. Benden kaçışın yok."
Yine çözemedim. Sinirlenip saçımı dağıttım. Sonra tekrar topladım. Kahvemi kafama diktim fakat sıcak olduğunu unutmuştum. Elimle ağzıma hava yaparken kimin uzattığını bilmediğim şişeyi kafama dikip bitirdim. Nasıl unutmuştum sıcak olduğunu ya.
"İstersen yardım edebilirim."
"İsterim."
Daha kim dedi onu da anlamadan hemen atlamıştım. E ne yapayım biraz daha çözemezsem cinnet geçirecektim yoksa.
Deniz gülüp kalemi eline aldı. Soruyu anlatarak çözmeye başladı. Sorunun yarısında haa diyerek kalemi elinden aldım ve geri kalanını çözmeye başladım. Bitirdiğimde ona baktım.
"Doğru çözdüm değil mi?"
Ama Deniz dalmış gibiydi. Tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım. Hayır yani soru anlatırken nereye dalabilirsin ki?
"Deniz!"
Hemen bana baktı. Dalgınlıktan çıkmıştı.
"Efendim."
"Nereye gittin ya ben soruyu çözdüm."
"İyi aferin."
"Bak işte diyorum cevaba. Doğru mu?"
"Haa." diyerek çözümüme baktı. Kontrol ettikten sonra gülümseyip başını salladı. Derin bir nefes alıp ben de hafifçe gülümsedim. Sonra bir iki soru daha çözdükten sonra kitabı kapattım. Konuşmaları kaçırmıştım.
"Gece, baksana bir."
Beni çağıran Sılaya döndüm.
"Hı?"
"Bugün dışarı çıkalım mı?"
Ders çalışmam gerekiyordu. Sınav vardı.
"Sınava çalışmam lazım. Rüyayla git istersen."
"Ya zaten Rüyayla gidecektik. Sonra seni de çağırmak aklımıza geldi. Gelmeyeceksen Rüyayla gideceğim."
Sılaya baktım. Gerçekten beni bırakmıştı. Çağan için girdiği grupta yeni biri bulup beni unutmuştu. Gözlerimi kaçırıp omzumu silktim.
"Gidin."
Test kitabımı alıp masadan kalktım. Tüm gözler bana döndü.
"Nereye?"
Sılaya baktım. Artık Sılayla fazla samimi değildim. Gerçi hiçbir zaman değildim. Ben bu zamana kadar kimseyle çok fazla samimi olmamıştım. Ayaz dışında. O da şuan burada değildi. İç çekip arkamı döndüm.
"Sınıfa. Ders çalışacağım. "
Kantinden çıkarken arkamdan biri seslenince durup kimin seslendiğine baktım.
"Bekle ben de geleyim."
Denize omuz silkip yürümeye devam ettim. Arkamdan yetişince beraber sınıfa doğru yürümeye başladık.
O kadar Sılayla her teneffüs Çağan'ı gözledim ama o gruba girince hemen başkasıyla arkadaş olmuştu. Neden hep güvendiklerimde bir şey çıkıyordu? İç çekip sırama oturdum. Test kitabımı açıp bir şeyler çözmeye çalıştım ama aklımdakilerle çalışmak mümkün değildi. Başımı sıraya koyup uyumaya çalıştım. Tam rahatlamışken zilin çalmasıyla ofladım. Ne bendeki bu şans.
Biri dürtünce düşüncelerimden arınıp dürten kişiye baktım. Akel'di. Noldu der gibi başımı salladım. Başıyla sırayı gösterdi. Anlamamıştım. Tekrar başımı salladım. Önden gülme sesi gelince kimin güldüğüne baktım. Barış ve Deniz bize bakıp gülüyordu. Tamam komik bir durumdaydık ama gerçekten ne diyor anlamamıştım. Akel de güldü.
"Sırama geçeceğim diyorum."
"Haa öyle desene be."
Hafifçe gülümseyip sıradan kalktım. Akel oturunca ben de yerime geçtim. Tam o sırada hoca gelince oflayıp yine sıradan kalktım. Niye rahat bırakmıyorsunuz ya.
Ders matematikti ama ilk defa dinleyemeyecektim. Hiç halim yoktu. Başımı sıraya koyup gözlerimi kapattım. Ve uyudum. İlk defa matematik dersinde uyumuştum.
Uyandığımda dersin bitmesine 5 dakika vardı. Esneyip başımı kaldırdım. Zil çalınca tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Tam çıkacakken kapıda Açelya ve hizmetçisi Selin'i gördüm. Gözlerimi devirip kapıdan çıkmaya çalıştım ama engelleyince kollarımı bağlayıp Açelya'ya baktım.
"Ne var? Ne söyleyeceksen söyle ve git."
Alayla gülüp kaşlarını kaldırdı.
"Sıla nerede? Aa dur bahçede Rüya ile dolaşıyordu değil mi? Seni satmış galiba. Tüh yazık oldu sana da."
"Kes sesini."
"Noldu bir bozuldun sanki."
"Çekil." dedim bastırarak. Daha çok gülüp yanıma yaklaştı.
"Üzülüyor olmalısın sonuçta satı-"
Dayanamayıp yüzüne bir tokat atıp saçını elime doladım.
"Bak,bu sene kavga istemiyorum dedin ama hala bir işer peşindesin. Eğer benimle uğraşmaya devam edersen gerçekten kötü olur. Salak değilsen bu dediğimi anlarsın."
Saçlarını iterek bırakıp çıktım. Kavga edemediğimi falan zannediyordu. Sinirim bozulursa çok pis döverdim ben. Ayazla çocukken hep kavgaya karışırdık. Artık bizden korkuyorlardı. Ama ayrılınca artık bunları yapamıyorduk.
Sınıfa geldiğimde sıraya oturup defterimi çıkardım ve masaya fırlattım. Ses çıkınca tüm sınıf bana baktı. Boşverdim.
"Ne oldu? Sinirlisin sanki."
"Evet sinirliyim." deyip derin bir nefes aldım. Deniz ve Barış arkasını dönmüştü.
"Sanırım yine Açelya konusu."
Barışı başımla onayladım. Açelya sınıfa gelince bana kötü kötü bakıp sırasına oturdu. Yüzündeki tokat izini saklamaya çalışmıştı ama çok az belli oluyordu.
"İnanamıyorum. Tokat mı attın?"
Deniz hafifçe gülünce ben de gülımsedim.
"Sinirimi bozmuştu ben de yapıştırdım tokadı. Hiç de pişman değilim."
"Aferin be." diyip saçımı bozan Barış'a kötü kötü baktım.
"Ne yapıyorsun ya? Saçımı bozdun."
Gülüp önüne döndü. Son derse girmiştik. Hoca gelince susup dersi dinlemeye başladım.
❄❄❄❄❄❄❄
R: Açelyaya tokat atmışsın.
R: Aferin.
R: İçimin yağları eridi be.
Siz: Nereden biliyorsun?
R: Teneffüste gördüm.
R: Yüzünde tokat izi vardı.
R: Senden başka kimse yapamaz.
Siz: Sinirimi bozmuştu.
R: Sen ne yaparsan yap haklısındır zaten sevdiceğim.
Siz: E yanii😎
R: Bir havalara da girermiş.
Siz: Girmeyeyim mi?
R: Gir tabi canım.
R: Hakediyorsun.
Siz:😎😎
R: Neyse gitmem lazım.
Siz: Tamam git.
R:😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R kişisi | texting
Historia CortaR: Sevdiceğim. Siz: Neden öyle sesleniyorsun bana? R: Sevdiceğimin bir anlamı var. Siz: Neymiş o? R: Sevdiğim ve seveceğim kelimelerinin birleşimidir. R: Ben seni seviyorum ve hep seveceğim. Başlangıç; 09.08.20 Bitiş; 06.03.21 İkinci kitap başlangıç...