Bölümü bu müzikle yazdım djdhxhh. İyi okumalar🍀
Sinirle kapıya yürüdüm. Artık bu bilinmezliklerden bıkmıştım. Ayaz'ın Berke'nin yanında ne işi vardı? Biliyorum her şeyi öğrenmek istiyor. Belki bunun için gitmişti ama hayır. Öyle olsaydı benden saklamazdı. Bu işte başka bir şey vardı. Çok daha başka bir şey.
Kapıyı açtığımda şaşırdım. Ayaz gelmemişti çünkü. Başta sadece Sıla ve Rüya'yı görmüştüm kapıda ama arkasından tüm grup içeri girdi. Haber vermeden gelmişlerdi. Gerçi verseler de bir şey demezdim ama biraz yalnız kalıp R ve Berke'nin dediklerini düşünmek istemiştim. Ama sanırım bu bir süre mümkün değildi.
"Merhaba Gece. Bu aralar biraz durgundun. Biz de durgunluğunu almak için geldik. İyi yapmışız değil mi?"
Rüya'nın dediğine hepsi başını sallayınca ben de zoraki bir şekilde gülümsedim. Aslında bu durgunluk sizin yüzünüzden demek istemiştim. Diyemedim.
İçeri geçip koltuklara oturduklarında telefonumu alıp Ayaz malına mesaj attım. Nerede kalmıştı bu çocuk?
Siz: Nerede kaldın? Arkadaşınla vedalaşamıyorsan onu da getir. Bizim grup geldi ve ben onlara belli etmeden nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
İletildikten sonra telefonu kapatıp ben de tekli koltuğa oturdum. Herkes suskundu. Ve nedenini bilmediğim bir şekilde Sıla'ya bakıyorlardı. Ne olduğunu anlamayarak ben de ona baktım. Harbiden, neden herkes Sıla'ya bakıyordu? En sonunda dayanamayıp sordum.
"Niye hepiniz ona bakıyorsunuz? Bir şey mi oldu? Ben tam olarak anlayamadım da."
En sonunda hepsinin bakışları bana döndü. Bense Sıla'ya kaşlarımı kaldırmış bir şekilde bakıyordum. Bir şey söyleyecekti ama ne?
"Bir şey söyleyeceksin sanırım. Dinliyorum."
"Ee...şey... Ya bu aralar çok durgunsun da ne olduğunu sormaya geldik. Bizimle konuşmuyorsun bile. Bir şey mi yaptık? Yaptıysak söyle lütfen. Nedense küsmüşüz gibi hissediyorum."
Dediğiyle gözlerimi büyüttüm. Hemen bir yalan bulmam gerekiyordu. Nedenini bilmeden onları suçlamka ve aramızı açmak istemiyordum.
"Hayır hayır, küs değiliz. Sadece bu aralar biraz durgundum. Bu yüzden kimseyle konuşamadım. Bilirsin. Aile falan."
Sonlara doğru sesim kısılmıştı. Nasıl bu kadar kolay yalan söyledim bilmiyordum ama bunu söylemem gerekiyordu. Emin olmadan onlara bana oyun mu oynuyorsunuz diye soramazdım. Sıla ailemle olan durumumu biliyordu. Bu yüzden böyle bir yalan söylemiştim. Bana anlayış göstereceğini biliyordum. Öyle de oldu.
"Yaa gerçekten mi? Çok üzgünüm. Her neyse. O zaman senin moralini yerine getirelim. Ne yapalım meselaa? Hah buldum. Lunaparka gidebiliriz. Ne dersin Gece? Eğlenceli olmaz mı sence de? Bence çok eğleniriz."
"Ayy evett gidelim. Çok isterim ben."
Toprak Rüya'ya bakıp gülümsedi. Bu gözümden kaçmamıştı. Ay kesin aşık.
"İstersen gidebiliriz. Şey...yani isterseniz."
Onların bu haline gülümsedim. Eğer birbirlerine açılabilirlerse çok tatlı bir çift olurlardı. Bundan emindim. Bir ara şu kıza gidip taktik vereyim bari. Ama ne verebilirdim ki? Daha benim R ile olan durumum belli değilken. Ondan hoşlanıyordum evet ama bunu ona söyledikten sonra kalpten gidebileceğinden korkuyordum. Her an her şey olabilirdi sonuçta. Hele bu kişi R ise.
Aklıma gelince hafifçe gülümsedim. Utanırdım bir kere söylemeye. Neden diyeceksiniz? Bilmiyorum. İçimde bir kıpırtı vardı sanki. Deliriyordum galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
R kişisi | texting
Short StoryR: Sevdiceğim. Siz: Neden öyle sesleniyorsun bana? R: Sevdiceğimin bir anlamı var. Siz: Neymiş o? R: Sevdiğim ve seveceğim kelimelerinin birleşimidir. R: Ben seni seviyorum ve hep seveceğim. Başlangıç; 09.08.20 Bitiş; 06.03.21 İkinci kitap başlangıç...