Kulaklarıma yastığı biraz daha bastırıp sesi kesmek istedim. Ama ses inadına biraz daha artıyordu. Kavgaları bitmek bilmiyor her gün her gün kavga ediyorlardı. Bıkmıştım artık.
Kapı çarpma sesine sevinen bir tek ben olmalıyım. Bu kavga bitti demekti. Her kavga sonunda biri kapıyı çarpıp çıkıyor ve kavga bitiyordu.
Annem ve babam her zaman kavga edecek bir şey bulurdu. O zamanlarda odama çekilirim ve ya müzik dinlerim ya da böyle kulaklarımı kapatırım. Önceleri ağlardım aslında. Ama artık alışmıştım. Artık sadece bitmesini bekliyordum.
Kavga bittiğine göre rahatlıkla uyuyabilirdim. Ah! Hayır bir şey daha vardı. Anonim. Attığı mesajları zerre umursamamıştım. Dalga geçmek için olduğuna eminim.
Artık uyuyabilirim sanırım.
❄❄❄❄❄❄❄
Çalan öğe arası ziliyle derin bir nefes alıp kafamı sıraya gömdüm. Evet evet gömdüm. Ve galiba kafamı çarpmıştım. Ama umursamadım. Çünkü aşırı uykum vardı ve bunu engelleyecek biri olursa onu öldürebilirdim bile.
Ve evet bir kurban. Benim omzumu dürten bir kurban. Belasını arayan bir kurban.
"Kalk bahçeye iniyoruz."
O kurbanın adı Sıla. Okuldaki tek arkadaşım. Ve biraz daha omzumu dürtmeye devam ederse ölecek.
"Hayır"
"Gece kalk."
"Gelmeyeceğim"
"Kusura bakma ama ben sırf yanına gelmek için üç kat çıkıyorum sen de bir zahmet kafanı kaldırıp benimle gel"
"Ya bir kere de teneffüse çıkmasan olmaz mı?"
Başımı yavaşça kaldırıp Sıla'ya baktım. Yavaşça kulağıma eğildi.
"Ya o da bahçede şuan. Lütfe gidelim lütfen lütfen lütfen lü-"
"Tamam tamam geliyorum."
Bana sarılınca oflayıp geri ittim.
"Canım kankam benim. Hadi hemen gözden kaçırmayalım."
Sıla bizim okuldan Çağan diye birine platonikti. Ama cezasını ben çekiyordum. Her teneffüs sırf o Çağan'ı dikizleyecek diye yanında çile çekiyordum. Çağan'a açılsa da kurtulsam diyordum ama o onu sevmiyorsa daha kötü olurdu.
Bu yüzden kimseye aşık olmamaya çalışıyordum. Aşık oldun mu bitmiştir. Geçmiş olsun. Kendimden biliyorum yani.
Sıla çok konuşkan birisiydi. Yanımdayken hiç ama hiç susmuyordu ya. Sus deyince de yeşil gözlerini bana dikiyordu. Evet gözleri yeşildi ve en kıskandığım şeyi buydu. Saçları uzundu ve sarıydı. Her zaman bana ördürdüğü için sefasını o cefasını ben çekiyordum.
Ben ise kahverengi gözlüydüm. Saçlarım Sıla'ya göre daha kısaydı ama uzun sayılırdı. Konuşmayı severdim fakat yerinde. Sıla'dan kesinlikle farklıydım.
Bahçeye inip her zaman oturduğumuz ağaçların arasındaki banka oturduk. Tabi buradan dikizlemek daha kolay oluyordu. Sıla tam karşımızdaki grubun içindeki Çağan'a gözlerini dikerken ben de telefonumla oynamaya başladım. Arada sırada da Sılayı uyarıyordum. Kendini belli edecekti salak.
Zilin çalmasına 10 dakika kala mesaj geldi. Mesajı açtım. Dünkü gizli kişiydi. Gözlerimi devirerek mesajı okumaya başladım.
05**: Burdan bakınca çok güzel görünüyorsun.
05**: Gerçi sen her halinle güzelsin ama
05**: Öyle işte.
Siz: İkide bir mesaj atıp durma.
Siz: Rahatsız ediyorsun.
05**: :(
05**: Rahatsız etmek istememiştim.
Siz: Ama ediyorsun.
05**: Üzgünüm.
05**: Ama atmadan duramıyorum.
05**: Sevince böyle oluyor işte.
05**: Sen hiç birini sevdin mi?
05**: Sevseydin anlardın beni.
Yanılıyordu. Ben de aşık olmuştum. Ama hataydı. Ondan sonra da bir daha bu işlere kalkışmamıştım.
Siz: Bu okuldasın.
05**: Evet.
Siz: Korkma seni bulmak için onca işe kalkışmam.
Siz: Ne de olsa numara her şey.
05**: Böyle düşünmen beni üzdü.
05**: Numara değil.
Siz: Herkes öyle demez mi zaten.
05**: Doğru.
05**: Öyle derler.
05**: Ama ben öyle bir şey yapmam.
05**: Kimseyi kandırmam ben.
05**: Birinin duygularıyla oynayamam.
05**: Söylediklerimde ciddiydim.
05**: Seni gerçekten seviyorum.
05**: Beni sevme istersen.
05**: Ama lütfen engelleme.
05**: Sana yazayım.
05**: En yakın böyle olabiliyorum sana.
Yazdıkları karşısı da bir şey yazmadan telefonu kapattım. Ayağa kalkıp üstümü düzelttim.
"Hey nereye?"
"Sınıfa. Zil çalmak üzere."
Hızla sınıfa ilerlemeye başladım.
"Beni beklesen keşke."
Beklemeden yürümeye devam ettim. Böyleleri de hep beni bulurdu zaten. Ben birine inanmayı dokuzuncu sınıfta bırakmıştım. Beni seviyormuş. Hıh. O sadece kendini göstermeye korkan biri. Ve saçmalıyor. Boşverip sınıftan içeri girdim. Aklımdaki şeyleri kapının dışında bırakarak.
❄❄❄Bölüm Sonu❄❄❄

ŞİMDİ OKUDUĞUN
R kişisi | texting
Historia Corta| texting | R: Sevdiceğim. Siz: Neden öyle sesleniyorsun bana? R: Sevdiceğimin bir anlamı var. Siz: Neymiş o? R: Sevdiğim ve seveceğim kelimelerinin birleşimidir. R: Ben seni seviyorum ve hep seveceğim. Başlangıç; 09.08.20 Bitiş; 06.03.21 İkinci kit...