zayn - there you are
part 2, jungkook
sabahın erken saatlerinde olmanın verdiği uykulu olma hissini atabilmiş değildim. adımlarımı arabaya yönlendirirken burada değil de, jimin'in kollarında olmayı diledim.
bugün jimin'e benimle sevgili olmasını söyleyecektim.
hayatımın hiçbir döneminde romantik biri olmamıştım, sevgiyi görsem de kaybetmiştim ama bugün sadece onun için çabalayacaktım. dünya üzerinde mutlu olmayı en çok hak eden kişi oydu.
birkaç gündür hiç iyi değildi. onu mutlu eden de bendim, üzen de. artık böyle olmayacaktı. onu koruması gereken kişi bendim, böyle dağılmasını sağlayan olmamalıydım. onu kollarımın arasında tutarken gülüşünden öpmeliydim. bundan sonra hep böyle olacaktı.
onlar da evden yarım saate çıkacak, spor salonuna geçeceklerdi ama jimin öğlen evde olacaktı. sürpriz olması için bilerek öğlen eve gitmeyecektim, akşam onu alacak ve şu an gittiğim yere götürecektim.
ikimiz için güzel bir çatı katı tutmuştum. tüm şehri görebileceğimiz kadar yüksekteydi ve çok güzel bir manzarası vardı. en son yüksek bi yerde birlikte olduğumuzda pek güzel şeyler olmamıştı ama bu sefer telafi edeceğimi düşünüyordum.
sırf bu yüzden lisa'dan yardım istemiştim. ileride gördüğüm binanın çatı katını tutmamda aracı olmuştu, başarılı bir polis olduğu için örnek insandı herkesin gözünde. istediği şeyleri çok çabuk elde edebiliyordu.
başarısının arkasında olan bizdik aslında. polisle tam bir anlaşmamız yoktu, lisa ile çalışan çoğu kişi tarafından tanınmıyorduk ki tanınmamız da iyi olmazdı. iyi şeylere sebep olsak da yaptığımız şeyler suçtu. insanlardan çalmamız bir yana, bazen büyük zararlara sebep olabiliyorduk.
arabayı uzun, lüks binanın garajına bıraktıktan sonra inerek telefonumu cebime attım. saat ona geliyordu, burayı hazır hale getirecek ve sonra günlük işlerimi halletmek için gidecektim. adımlarımı asansöre yönlendirdim ve en üst kata bastım. arada katlarda durarak birilerini almıştık, bu yüzden uzun bir yolculuk olsa da sona ben kalarak çatı katında indim. asansörden inip cam kapıyı yavaşça ittirdikten sonra bakış açıma önce gökyüzü, sonrasında kocaman bir manzara girmişti.
sağ tarafıma döndüğümde lisa'nın ayarladığı ekibi gördüm. burayı güzel bir hale getireceklerdi.
kısaca sohbet ettikten sonra onlara nasıl bir şey istediğimi anlattım. klişelerden uzak, hoş, jimin'in mutlu olacağı bir yer olmalıydı.
hepimiz ayaklandığımızda hazırlıklara başlamıştık. etrafa ışıklar asmış, küçük süsler koymuştuk. birkaç ay önce böyle bir ortamda bulunmaktan zevk alacağımı söyleselerdi açıkça gülerdim fakat şimdi sevdiğim kişi için ellerimle hazırlıyordum.
yerlere puflar koymuş, samimi bir ortam oluşturmuştuk hemen yanımızda mumlar vardı, bunlar benim fikrimdi çünkü jimin'in mumlara bayıldığını biliyordum.
"etrafa verdikleri küçük ışığı seviyorum," demişti gözleri parlarken, "çok hoşuma gidiyor, kokulu olanlara bayılıyorum!"
ben de ona bayılıyordum. hayatımdaki en güzel şeyler bile onun yanında sönük kalıyordu.
düşününce, pek de güzel bir hayatım olmamıştı. küçüklüğümde tek bir arkadaşım vardı. annem, bakıcım, öğretmenim ve birçok şey oydu. bana her şeyi o öğretmişti, sahip olduğum tüm özellikleri aynı olacak şekilde ondan almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mørk. || jikook.
Fanfictionbarın en gözde çalışanı park jimin, jeon jungkook için yanmayı göze alır ve ekibine katılır. /2404