15- wash my mouth out with soap

6.1K 554 614
                                    

melanie martinez - soap

yağmur damlaları yavaş yavaş etrafı sarmaya başladığında boş sokağa bakınırken derin bir nefes aldım, ciddi anlamda üşümüştüm. sabah eve geldiğimde yoongi'yi hala uyuyor bir şekilde bulmuştum, fakat gece uyanıp notu okumuş olacak ki not bıraktığım sehpada değil, tezgahın üzerindeydi.

uyandığında beni elbette sorgulamıştı.

yalan söyleme konusunda usta olan park jimin olarak ona geçiştirici bir hikaye anlatmıştım.

hiçbir şeye inanmayan, her şeyle dalga geçen min yoongi ise şaşırtıcıydı ki inanmıştı. 

sonrasında ise kahvaltı yapıp vedalaşmıştık ve başka bir arkadaşına gitmek üzere evden çıkmıştı. öğlen biraz uyumuş ve evde boş vakit geçirmiştim.

jennie'yle kısaca mesajlaşmıştık, bana nerede olduğumu sormuştu ve bu kadardı.

saat dokuza yaklaşırken ise bara geçmiştim. hoseok'la biraz takıldıktan sonra işe başlamıştım, sonrasında hep beraber barda çalışan bir kızın doğum gününü kutlamıştık.

hep ne zaman tadım yerinde olduysa, onu yerle bir edecek bir şey takip ederdi.

hiçlikten bir anda barın içine fırlamış gibi saniyeler içinde önümde belirmiş olan taehyung bana gözlerini kısarak gülümserken arkasından gelen arkadaşları ise teker teker sandalyelere yerleşmişti.

altı kişilerdi, üçü önde otururken diğer üçü ise sandalyelerini arkalarına çekmişti. küçük toplu bir gruplardı ve taehyung en ortada oturarak bana bakıyordu.

"selam, jimin." karnımdaki küçük ağrıyla beraber gülümsemeye çalıştığımda ellerimi tezgahta duran havluya kuruladım.

muhabbet etmeye niyetim yoktu, direkt konuya girercesine başımı hafifçe yana yatırarak sevimli bir şekilde gülümsedim. "selam, ne alırdınız?"

"kıyafetlerini." içlerinden birinin belli belirsiz mırıldanışına karşı gürültülü bir kahkaha koptuğunda taehyung da gülmüştü. bu çocukların mizah anlayışları gerçekten iğrençti.

"aynılarını mağazalarda bulabilirsin." dudaklarımı oyuncu bir tavırla büzerek arkama döndüm, şu sıralar tercih edilen kokteyllerden birini hazırlamak adına gereken şişeleri önüme koydum.

"bu çocuklar hiç vazgeçmiyor jimin, kusura bakma." taehyung açıklarcasına konuştuğunda yanında oturan çocuk güldü.

"bunu sarhoş olduğunda jimin'i hayal ettiğini söyleyen çocuk mu söylüyor?" tekrar gülüştüklerinde onlara döndüm, çatık kaşlarımla belli belirsiz gülümserken gözlerimi kıstım.

"taehyung çok fazla film izlemiş olmalı." yüzümdeki sahte etkilenmiş ifademle dalga geçerek tek tek bardakları hazırlamaya başladığımda konuşan taehyung olmuştu.

"biz ona porno diyoruz." duyduğum şeyle kaskatı kesilirken derin bir nefes aldım.

"taehyung, çocuk pornosu satıyor."

aklıma gelen cümleyle karnıma ikinci bir ağrı girmişti, yine de kendimi olaydan uzak tutmamaya çalışırken mırıldandım. "ben iğrenç diyorum."

"oluyor mu böyle ya? kendini yavaştan satmak falan.." arkada, sağda oturan çocuk konuştuğunda hafifçe titremeye başlayan ellerimle hazır olan bardakları tek tek önlerine koydum.

cevap vermediğimi gördüklerinde aralarında birbirlerine bakarak alay dolu imalarla bardaklara uzanmışlardı.

"birkaç arkadaşın falan var mı? hep beraber takılabiliriz bir gün." tekrar taehyung'un yanında oturan çocuk konuştuğunda onlara baktım, omuz silktim.

mørk. || jikook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin