anson seabra - trying my best
Jungkook
sabah gözlerimi ikinci kez araladığımda içimdeki değişik hisle alışkanlık olarak bakışlarımı hızla duvardaki saate çevirmiş, uzun bir süredir ilk defa bu kadar çok uyuduğumu fark etmiştim.
saat dokuzu geçiyordu. her sabah yedide uyanan ben, bu sabah tekrar uyanmıştım fakat kendime biraz izin vererek tekrar uzanmıştım. yüksek sesle asla söylemeyecek olsam da, yanımda yatan kumral civcivi izleyerek uyumuştum.
tam olarak izlemek sayılmazdı. sürekli aynı evde olsak da, onunla yalnızca birkaç saat denebilecek kadar yüz yüze vakit geçirmiştik. yüzünün merak ettiğim yerleri vardı, belki de nasıl bu kadar güzel görünebildiğini çözmek için saatlerce onu izlemem lazımdı.
ikinci uyanışımda tekrar geri uyumadım. dinç hissediyordum, bu tam olarak nasıl hissetmem gerektiğiydi.
her sabah erken uyanıp işlere dönmek için gereken güce sahip olmalıydım. dün gece yine çok iyi uyumaya fırsat bulamayan kai'ye, birkaç gündür üzerinde çalıştığı projeyi aksatarak kai'ye yardımcı olan baekhyun'a, dediklerimi asla ikiletmeden benim için çabalayan ekibime devam etmeleri için bir sebep vermeliydim.
kimse uykulu, tembel ve yorulan bir lideri takip etmezdi.
bu yüzden en iyisi olmalıydım.
jimin'i uyandırmamak adına dikkatli bir şekilde odadan çıkıp merdivenlerden aşağı inerken gerinmiştim. kollarım iki yana açarak önce omzumu, sonrasında sırtımı rahatlattıktan sonra salona girip sehpadaki telefonuma uzandım.
dün gece han jinsoo'nun salındığını, bizzat kai tarafından evinin sokağına atıldığını öğrenmiştim. kai sonrasında bu tarafa gelmişti, telefonla konuştuğumuzda bana geleceğini söylediği zaman içimden birkaç küfür mırıldanmıştım.
jimin, odamda duş alıyordu, salon oldukça dağınıktı ve ben çıplak sayılırdım.
kai'ye bu gece işim olduğunu ve gelmemesini, bizimkilerin yanına gitmesini söylediğimde kendimi kötü hissetmiştim. sığınak dediğimiz yer, uyumak için pek de rahat değildi, jimin'i taehyung'un evinden alıp arabayı park ettiğimiz, etrafına kamp kurduğumuz yerin yürüme mesafesindeki depolardan biriydi.
aslında o gece beraberdik, diğerleri sığınaktaki koltuklarda uyurken ben arabanın ön koltuğunda oturmuştum. onu sakinleştirdikten sonra uyuması için küçük bir ilaç verdiğimde beni reddetmemişti, arada aynadan bakarak onu kontrol ettiğim o gecenin öğleni aklıma gelince başımı yana yatırarak sertçe kıtlamasını sağlamıştım.
jimin'e bunu nasıl söyleyeceğimi pek bilemesem de yakın zamanda tekrar taehyung'la bir araya gelmek zorundaydı.
chanyeol, taehyung'un sözde adına çalıştığı şirketin sahibi, kesinlikle bu ayın sonunda çok büyük bir suçlamayla karşı karşıya kalacaktı.
şirketinin tamamen taranması, her şeyin didik didik edilmesi için gerekli suçlamayı açacak dosyaya sahiptik. şirketin birkaç çalışanı hakkında da güçlü iddialarımız vardı fakat bunun için fazlasına sahip olmalıydık.
şirketin arka planında ne olduğunu, bütçesiyle gerçekten ne yapıldığını, bünyesinde tuttuğu firmaların ve ünlü birkaç ismin ne bok olduğunu çok net biliyordum.
mükemmelliyetçi biriydim.
şu ana kadar asla kimse elimden sağ çıkmamıştı, açığa çıkardığımız yüzlerce kirli dosya, halkın büyük bir kesminin saygı duyduğu yüzlerce siyasetçi ve üstü kapalı yapılmış her küçük suçun açığa çıkmasında parmağımız vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mørk. || jikook.
Fanfictionbarın en gözde çalışanı park jimin, jeon jungkook için yanmayı göze alır ve ekibine katılır. /2404