36- don't fuck with my freedom

4K 357 90
                                    

mother's daughter - miley cyrus

gözlerimi kapattığım her an aklıma gelen görüntü beni üzmekle kalmıyor, öfkelendiriyordu da.

işlerin bu kadar ciddileşeceğini asla tahmin etmemiştim. karşımdaki düşmanlarımı tanımıyordum. bu zamana kadar da tanımak istememiş, sorumluluğu hep başkalarına bırakmıştım. ama bugün öğlen o çizgiyi aşmışlardı.

hala karakoldaydık. yeni ifade vermiştim ve birkaç küçük işlemin daha tamamlanması için beklememiz söylenmişti. jungkook lisa'nın yanındayken namjoon yanımda, kai koridorun başında baekhyun'la, jennie ise ayakta hemen diğer yanımdaydı. gergin hissetsem de onlar yanımda olmasaydı her şey daha kötü olurdu.

yangın kendi kendine oluşmamıştı. bahçedeki büyük şişe ve yanındaki çakmak bir suçlumuz olduğunu gösteriyordu. belki de açık açık tehdit edilmiştim, buna ne denir bilmiyordum. eski jimin olsa birinin arkasına saklanırdı, bu jimin ise sinirlenmiş ve intikam için hazırdı.

çakmakta parmak izi araştırmış, bulamamışlardı. yangın eve zarar verse de her şey kül olmamıştı, yine de başka bir iz de yoktu. lisa sayesinde gereğinden fazla şey biliyorduk. polis işe yaramayacaktı.

başımı namjoon'un omzuna bıraktığımda ellerimle yüzümü kapatıp derin bir nefes aldım. sorumluluklarımı tamamlıyor ve kenara çekilmek için hazırlanıyordum ama sonra yine başıma bir şeyler çıkıyordu. belki de güçlenmem için gerekli olan buydu.

"hazırsanız çıkalım." jungkook'u duyduğumda ellerimi yüzümden çekerek başımı kaldırdım. yanındaki lisa gülümseyerek bana bakıyordu, ona aynı şekilde gülümserken ayaklandım.

"yardımın için çok teşekkür ederim." hepimiz yavaş yavaş toplanıp gitmeye hazır olduğumuzda konuştum, lisa ise biraz daha gülümseyerek elini uzattı.

"ne demek, her zaman." elini sıkıp çekildikten sonra bizimkilerle birlikte kapıya ilerledim. kai şapkasını bana vermişti, namjoon özel korumam gibi sürekli yanımda yürüyordu ama şu an sevgilimi istiyordum.

adımlarımı biraz yavaşlatarak arkamdan yürüyen jungkook'un bana yetişmesini bekledim. bu hareketimle kai önüme geçmiş, namjoon ise bana uyarak geride kalmıştı. başımı hafifçe geriye çevirerek baktığımda jungkook'la jennie'nin geriden yürürken bir şeyler konuştuğunu gördüm. ciddi konuştuklarını gördüğüm için adımlarımı tekrar hızlandırarak ilerdeki arabaya yürüdüm.

namjoon bana kapıyı açtığında yerime oturup hafifçe kaydım. namjoon hemen yanıma, kapı tarafına oturduğunda arkama yaslanmış ve başımı arkaya doğru attıktan sonra etrafa bakınmıştım. kai sürücü koltuğuna geçmişti, jennie ise yanına. baekhyun'un öndeki jungkook'un arabasına bindiğini gördüm, diğer tarafımdaki kapı açıldığında ise yanımda sevgilimi hissettim.

hafifçe küçülerek başımı onun omzuna yasladım, hemen kolunu arkama atarak beni yanına çekmişti. hareketlenen araba mayışmama yardımcı olurken jungkook dudaklarını saçlarımda gezdirdi. yansıtmak istediğim duyguları eve gidene kadar bastırmak istediğim için hiç sesimi çıkarmadım, gözümü bile açmadım.

herkesin bana uyarak sessiz geçirdiği yolculuğun sonunda araba durduğunda başımı kaldırarak dikleştim. arabadan inen jungkook'u takip ettim, hızlı adımlarla birlikte içeri girdiğimizde derin bir nefes aldım.

mørk. || jikook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin