6- i'm losing my mind just a little

7K 713 440
                                    

zed, maren morris - the middle

şarkıyı açmanız gereken dakikaları okuduğunuz zaman anlayacaksınız, iyi okumalar:)

"başlayabiliriz, lee jichwu."

kulağıma fısıldanan cümleyle hafifçe sırıtmış ve parmaklarıma dolanan jungkook'un parmaklarıyla oynamaya başlamıştım.

sol elinin parmakları sağ elimle buluşmuştu, ona yaslanmamı bekleyen göğsü yavaşça arkamda yerini alırken vücudumu onun vücuduna yasladım. sağ eli belime yerleşmişti, nefeslerimiz de düzenli bir şekilde birbirini takip ederken kesinlikle bir çift gibi duruyor olmalıydık.

bir çift olmalıydık.

şu an bulunduğumuz davetin sahibinin eşi asıl hedefimizdi. sokak hayvanlarına destek olan bir kuruma yardım için yapılan bu davet, ikisine de yaklaşmanın en uygun yoluydu.

birkaç sene üst üste LGBT yardım kuruluşlarına yaptığı yardımlarla ödül alan han sooyoung'ı ilişkimizi kullanarak etkileyecek, bu geceki işimizi hallettikten sonra bir şekilde bir yemeğe davet edecek ve asıl hedefimiz olan eşiyle yakınlaşma fırsatı bulacaktık.

tüm salona hakim olabilmemiz için jungkook'un bazı noktalara küçük kameralar yerleştirmesi gerekmişti. baek garsonlar arasında yerini almışken jennie ise açık arttırma için seçilmiş görevlilerinden biriydi.

diğerlerinden öğrendiğim gibi kai her zamanki gibi arabada kalmış, erişebildiği her kaynaktan bizi yönetebilmek için işinin başına geçmişti.

namjoon köşe masamızdaki başka bir davetliydi. jungkook ve beni izlerken çok fazla zevk aldığı belliydi, kaçamak bakışlarla bizi izlediğini net olarak göremesem de arada fark ediyordum.

baek'in tepsisinden aldığım bardağı diğer elimle yavaşça jungkook'un önüne ittirdiğimde mırıldanmıştım. "senin için aldım."

"çok kibarsın.." alaycı ses tonuyla söylediği cümleye karşı gözlerimi devirmiş ve sırtımla göğsünü hafifçe ittirmiş, hiç yerinden kıpırdamaması üzerine ise tekrar ona yaslanmıştım.

"birinin olması lazım." ona sinirli olduğum söylenebilirdi.

onun için yaptığım onca şeyden sonra hala bana güvenmeyip saçma sapan bir test için bana yaptıklarına çok fena ayar olmuştum.

jungkook o gün test için bana yaklaşmıştı. evde bir yerde kamera olmalıydı, bizi dinleyecekleri bir cihaz kesinlikle olmalıydı ve jungkook rol yapmada çok iyiydi.

bense o rolü anlamayıp kendimi ona kaptırdığım için aptaldım.

"benim kibar olmadığımı mı söylüyorsun yani?" jungkook yavaşça arkamdan ayrılarak yanıma yaklaşmış, suratımı görebilmek için yüzüme doğru eğilmiş ve temasımızı kesmemek adına belimdeki eliyle beni tekrar kendine yaslamıştı.

"ne haddime?" suratına bakmadan konuşmuştum. iki dakika öncesine kadar keyifli ve bu konuyu unutmuş bir şekilde etrafa bakınırken şu an tüm vücudumda sıcaklığın yükseldiğini hissedebiliyordum.

jungkook derin bir nefes almış ve ellerimizi ayırarak önüne ittirdiğim bardaktan küçük bir yudum almıştı. bardak tekrar masaya yerleştiğinde kulağımdaki kulaklıktan gelen kıkırtı namjoon'a dönmemi sağlamıştı.

mørk. || jikook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin