22- wish i had no expectations

5.5K 524 591
                                    

lauren jauregui - expectations

tüm odada bilgisayarın tuş sesleri yankılanırken bana bir şeyler anlatmaya devam eden baekhyun'u başımla onayladım, o da tekrar önüne dönerek ekrana başka bir şey açtı.

yaklaşık yarım saattir bilgisayarın başındaydık, sabah kahvaltıda konuştukları şeylerden çok uzak kalmamla baekhyun bana da bir şeyler öğreteceğine söz vermişti. saat on iki civarında ise uzandığım koltukta kaymamı isteyip yanıma oturmuştu ve şu an giriş dersindeydik.

hiçbir zaman kötü bir öğrenci olmamıştım, her anlatılanı çabuk kavrar ve bir şekilde bana verilenleri yapardım fakat bilgisayarla aram pek yoktu.

kodlama, yazılım gibi şeyler kesinlikle bana göre değildi. gruptaki tek işlevim rol yapmak, birilerinin dikkatini dağıtmaktı.

jungkook'a yaptığım gibi.

sabah uyandığımızda yatakta tektim fakat birkaç dakika sonrasında odaya gelmişti. başta uyuyor taklidi yaparak gelip beni izlemesini falan beklemiştim, üzerini değiştirip çıkması onu boğmak istememe sebep olmuştu.

ben de bu yüzden üzerime bol tişörtlerinden giyerek tek omzumu açıkta bıraktım, özellikle aynanın karşısına geçerek güzel göründüğümden emin olduktan sonra aşağı indim.

boynuma karşı kesin bir zaafı vardı, köprücük kemiklerime ve omzuma olduğu gibi.

kahvaltı boyunca beni dikizlemişti, ben de ona aynısını yapmıştım ve birilerine fark ettirmemeye çalışarak bakışlarımızla konuşmuştuk. beni aklında soymuş da olabilirdi, henüz bilemiyordum.

"bundan sonrası kolay, ekranda yazan şeyleri incele biraz." gözlerimi hafifçe kısarak ekrana odaklandığımda odaya giren namjoon gülerek yanıma oturmuş ve ekrana bakmıştı.

"nasıl gidiyor, öğrencimiz iyi mi?" gülerek hafifçe koluna vurduğumda ekrana bakınmaya devam ettim, benim için şu anlık pek bir şey ifade etmeseler de çabalıyordum.

"iyi, biraz dikkati dağınık." baekhyun şaka dolu soruya ciddiyetle cevap verdikten sonra namjoon'a döndüm.

"hoşuna gitti değil mi pek anlamıyor olmam?" gülerek arkasına yaslandığında eli saçlarıma uzandı, hafifçe karıştırdıktan sonra omuz silkti.

"hayır, hiç öyle değil." sevimlice bana gülümsediğinde gülümseyerek önüme döndüm.

kucağıma konulan bilgisayar ve parmaklarımı yerleştirdiğim klavye beni yeterince gererken yanımda tüm dikkatiyle ekrana bakan iki kişi pek de yardımcı olmuyordu.

baekhyun'dan öğrendiğim kadarıyla bir şeyler tuşladıktan sonra onayımı almıştım.

"nasıl gidiyor?" hepimiz aynı anda kapıya yaslanmış bir şekilde bize bakan jungkook'a döndüğümüzde inadına omzumu hafifçe aşağı indirerek tekrar tişörtün düşmesini sağladım, nispet yapar gibi başımı hafifçe arkaya yasladığımda cevap vermesi için baekhyun'a döndüm.

"şu anlık iyi, jimin'den bir şeyler olabilir." gözlerimi kısarak güldüğümde dudaklarımı ıslatarak namjoon'a döndüm.

"biraz da sen övsene beni." namjoon yüzümde gezdirdiği bakışlarla düşüncelerin içine daldıktan birkaç saniye sonra bilgisayara döndü, boğazını temizledi.

"öğrencimiz şımarıyor, dikkat." hepimiz gülüşerek tekrar önümüze döndüğümüzde jungkook kapıda dikilmeye devam etti, baekhyun kucağımdaki bilgisayarı aldı ve namjoon ise telefonuna bakındı.

mørk. || jikook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin