28.BÖLÜM

1.4K 160 17
                                    

Zeynep gözlerini araladı. Bütün gece kabus görmeden deliksiz uyumuştu. Elbette bunun sebebi yanında uyuyan ve ona sımsıkı sarılan adamdı. Adamın göğsüne yaslandığı başını kaldırıp yüzüne baktı. Derin bir uykudaymış gibi görünüyordu.

Dün gece olanlar aklına geldiğinde derin bir nefes aldı. Her anlamda zor bir geceydi. Yaşananların hatırası geri geldiğinde Mert'in şu an yanında olduğu için şükretti. Zeynep'in duygularını kabul etmesi daha da önemlisi bunu Mert'e söylemesi tahmin ettiğinden daha kolay olmuştu.

Dün gece kendi rızasıyla dudaklarına dokunduğunda içinde edindiği yeri daha iyi anlamıştı Zeynep. Daha önce hiç bir erkeğin yanında kalbi böyle çarpmamıştı. Yaşadığı rahatsız edici olaydan sonra tek ihtiyacı olan şeyin Mert'in dudakları olduğu hissine kapılmıştı.

Bütün gece onun kollarında uyumak iyileştirmişti Zeynep'i bir nebze olsun. Dün akşam bu evde yaşananların tekrarlanmayacağının garantisi yoktu ama İlyas bu meseleyi bu kadar çok kişi biliyorken cesaret edemezdi. En azından yakın bir tarihte.

Ya Mert'e bir şey yapmaya kalkarsa. Zeynep o zaman gereken her şeyi yapardı. Kendisi için annesi için susmuştu ama Mert'in onun ailevi meseleleri yüzünden zarar görmesine göz yumamazdı.

O bütün bunları düşünürken odasının kapısı açıldı. Önce tepki vermedi ama sonra bir anda doğruldu. Odanın kapısında gözleri şoktan kocaman açılmış bir Hatice duruyordu ve Mert henüz yeni uyanırken tuhaf tuhaf onlara bakıyordu. Zeynep onun bugün geleceğini unutmuştu. Hoş dün akşamki kafayla bir şeyleri hatırlıyor olması mucize olurdu.

Hatice bir süre daha kapıda dikilip onlara bakarken Zeynep ne yapacağını bilemedi. Hatice toz bezi tutan eliyle kapıyı çekip tek kelime etmeden çıktı.

Mert korkmuş gözlerini Zeynep'e çevirdi.

"Kızdı mı?"

Zeynep gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Demek Mert o günden sonra gerçekten korkmuştu Hatice Hanımdan. Oysa Hatice düpedüz dalga geçmişti Mertle. Zeynep kafasını olumsuz anlamda sallarken ayaklarını yataktan aşağıya sarkıttı. Bir gece önce yaralanan dizi acısa da aldırış etmedi. Asıl avuçlarındaki yaraların hesabını nasıl verecekti Hatice'ye. Belki de bugün çok karşılaşmamak en doğrusu olurdu. Çünkü Hatice Hanım olanları öğrenecek olursa Zeynep gibi sessiz de kalmazdı.

Zeynep yataktan kalkacaktı ki bir el onu kolundan tutup geri oturttu ve güçlü iki kol beline sarıldı. Mert'in geniş göğsünü sırtında hissediyordu. Adam kulağına doğru konulurken istemsizce gözlerini kapattı.

"Zeynep... Dün gece söylediğin şey... Yani ben rüya falan görmedim öyle değil mi?"

Zeynep gülümsedi. Bu kadar acısının arasında onu güldüren birisi vardı. Kendisini şanslı hissetti o kişiye rastladığı için.

"Benim odam tatlı rüyaların değil kabusların mekanıdır."

Mert derin bir nefesle beraber saçlarına bir öpücük kondururken Zeynep ayaklarının yerden kesildiğini hissediyordu.

"Hala inanamıyorum Zeynep. Senden tekrar duymaya ihtiyacım var."

Zeynep o an kolayca kurduğu cümleyi tekrar kurabilmek için kendisini zorlasada başaramadı. En nihayetinde ağzının içinde geveledi.

"Hayal değildi..."

"Biliyorum... Sadece yeniden duymak için bahane üretiyorum."

Zeynep adamın boynuna dolayıp omzuna koyduğu elini aldı. Ona yüzünü hiç dönmeden avucunun arasına koydu ve üzeri kabuk bağlamış yaralarını okşadı. Elini dudaklarına götürdü ve küçük buseler kondurdu.

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin