Aynada son kontrolünü yaptı. Üzerindeki siyah mini elbise zayıf bedeninde kusursuz dursa da Zeynep içinde oldukça rahatsızdı. Bunda birazdan çıkacağı programında etkisi vardı elbette. Kuaför normalde düz olan siyah saçlarını maşalayıp serbest bırakmış ve Zeynep'in sonradan silerek baya hafiflettiği bir makyaj yapmıştı.
Geceyi Mert'in evinde bir kanepede geçirmişti ve her yerinin tutulmuş olması şaşırtmıyordu onu. İçinde bulundukları durum her geçen gün daha da saçma bir hal alıyordu.
O sabah gazetelerin magazin ekinde "Yaza düğün var" başlığını gördüğünde ağzı bir karış açık kalmıştı. Boy boy fotoğrafları her yerdeydi. Ve sosyal medya hesapları hızla tırmanmaya devam ediyordu.
Odanın kapısı çalındığında aynanın karşısından ayrıldı. Ozan heyecanla içeriye girerken bir eliylede pancar gibi kızarmış yüzünü yelliyordu.
"Ayy şekerim ne yoruldum anlatamam. Ama her şey tamam. Dur sana bir bakayım. Makyajını mı sildin sen?"
Söyleyeceklerini ardı ardına sıralayan Ozan hemen kulis masasındaki makyaj çantasına koştu. Zeynep yanına gidip telaşla çantayı karıştıran Ozan'ın elini tuttu ve onu durdurdu. Adam istemeyerek elindeki ruju çantaya bırakırken Zeynep'le göz göze geldi.
"Buna bir son versek olmaz mı? Normal hayatımıza dönsek."
Ozan Zeynep'i makyaj pufuna oturtup ellerini omzuna koydu.
"Sana istemediğin hiç bir şeyi yaptıramam tatlım. Ama düşünsene şu an vazgeçtiğimizde neler olabileceğini. Sadece bir süre daha dayanman gerekecek. Sana söz veriyorum sonra herkes kendi yoluna gidecek."
"Ben böyle şeylerden ne kadar çok kaçtım biliyorsun. Biz yanlış bir karar aldık Ozan. Bu işler hiç bana göre değil. Her an bir pot kıracakmışım gibi hissediyorum. Az sonra saatler sürecek bir canlı yayına çıkacağım. Ve durmadan yalan söylemem gerekecek. Bu böyle olmaz. Böyle ne kadar devam edebilir ki."
Ozan arkadaşının önünde diz çöküp göz hizasına geldi.
"Artık vaz geçecek noktada değiliz. Bana bak... O kazanova mutlaka bir hata yapacak. O zaman vururuz kıçına tekmeyi. En fazla bir ay."
Zeynep pes etmişti bile. Daha bir yanıt veremeden odanın kapısı tıklatıldı ve kapıyı aralayan kanal görevlisi canlı yayının beş dakikaya başlayacağını haber verip gitti.
Zeynep yerinden yavaşça doğrularken Ozan da onunla beraber kalktı ve arkadaşını kucakladı.
"Söz veriyorum. Hiç bir zarar görmene izin vermeyeceğim. Birisi zarar görecekse eğer bu belayı başına açan kişi olacak."
Zeynep bir şey diyemedi. Ozan Zeynep'i bıraktığında elinden tutup odanın kapısını açtı.
"Hadi gidelim."
Zeynep olumlu anlamda başını salladı ve odadan Ozan'la beraber çıktı.
***
Stüdyoya girdiğinde yaprak gibi titremeye başlamıştı. Masa başında ki iki kadının makyajları tazeleniyordu. Ekipten biri gelip Zeynep'e oturacağı yere kadar eşlik etti. Mikrofonunu taktı ve kontrol etti.Ozan az ileriye prodüksiyon ekininin arasında Zeynep'in kendisini çok net görebileceği bir yere oturdu ve hemen onunla göz göze gelip baş parmağıyla olumlu bir tamamdır işareti yapıp gülümsedi.
Zeynep kendisinin makyajını kontrol etmeye gelen kadın görevliye olumsuz anlamda başını salladı. Şu andan itibaren kendisine dokunulması en son isteyeceği şeydi.
Kısa bir süre sonra Mert stüdyonun kapısından girdi. Saçları doğal haline bırakılmış ama bir taraftan da yapılmış gibiydi. Üzerinde siyah bir kot haki bir gömlek ve onun içine giydiği beyaz bir tşört vardı. Böyle bakınca dışı harika kızarmış ama içi kurtlu bir elma gibi gelmişti Zeynep'in gözüne.