Zeynep'in avuçları terliyor boğazı su içme isteğiyle yanıyordu. Böyle bir durumun içine nasıl düştüğünü hala anlayamıyordu. Karşısında patlayan flaşlar ve kamera ışıkları onu inanılmaz rahatsız etse de dayanmaya çalıştı.
Ozan ve Kerem söylemeleri gerekenleri güzelce anlatmışlardı. Ama o kelimeleri söylemek gelmiyordu bir türlü içinden. Gözlerini kapadı ve herşeyin bir kabus olmasını diledi. Gözlerini tekrar açtığında ne yazık ki her şey yerli yerinde duruyordu. Kendi aralarında vızıldayıp duruşları adeta bir arı kovanını andırıyordu.
İlk gazeteci sorusunu yönelttiğinde bir anlığına afalladı.
"Zeynep hanım Mert beyle bir ilişki yaşadığınız doğru mu?"
Zeynep göz ucuyla önce hemen yanı başında oturan ve rahat tavırlarından ödün vermeyen Mert'e baktı. Sonra diğer yanında oturan menajeri Ozan'a. Önünde duran mikrofona doğru konuşmaya başladığında bile bunu yapabileceğinden hala emin değildi. Bütün kuşkularına rağmen sesi oldukça kendinden emin çıkmıştı.
"Her şeyin gayet açık olduğunu düşünüyorum."
Basın ordusunda bir uğuldama yükselirken Zeynep bir insanın hayatının diğerini neden bu kadar alakadar ettiğini anlamaya çalışıyordu. İki insanın beraber olmasının başka bir insanın üzerindeki etkisi neden böyle büyük oluyordu.
"Mert Bey ne zamandan beri berabersiniz?"
Mert'in rahat tavırları Zeynep için sinir bozucuydu belki ama adamın her yerinden özgüven aktığı da bir gerçekti. Mikrofona doğru konuşurken direkt soruyu soran kişinin gözlerine bakıyordu.
"Aslında çok eski bir geçmişimiz yok."
Zeynep'e dönüp masanın üzerinde duran elini tuttu gözlerine baktı ve gülümsedi. Zeynep bunların oyun olduğunu bilmese kendisine gerçekten aşık sanırdı. Adam gerçekten iyi rol yapıyordu. Nefret ettiği bir kadına böyle davranabilmek her babayiğidin harcı değildi.
"Birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Şu an çok mutluyuz."
Zeynep adama gülümsemeye çalıştı. Ekrandan nasıl göründüğünü bilmiyordu ama inandırıcı olduğunu umuyordu. Mert kadar iyi rol yapabilmeyi diledi.
"Zeynep hanım dizi teklifleri aldığınız doğru mu ?"
Haberlerin bu kadar hızlı yayılması tesadüfmüydü yoksa Ozan'dan mı kaynaklanıyordu bilmiyordu Zeynep.
"Bir kaç teklif var."
"Beraber bir dizide oynamayı hiç düşünmediniz mi?"
Bu ve buna benzer sorular birbiri ardına sırlanırken Zeynep yaşadığı huzursuzluğu savuşturmaya çalışıyordu. Sorulara genellikle Mert cevap verdi. Zeynep adıyla hitap edilmedikçe konuşmamayı tercih etti. Uzayıp giden dakikalar boyunca beyaz gömleğinin altından akan terleri çok net hissedebiliyordu.
***
Zeynep toplantıdan sonra kendini kadınlar tuvaletine attı. Kömür karası saçlarını ensesinde toplayıp yüzüne bir kaç defa su çarptı. Buna ne kadar katlanabilirdi. Her şey daha en başından çok zor bir hal almıştı. Mert'in kendine olan nefretini düşündükçe nefesi kesiliyordu."Neden o olmak zorunda..."
O yağmurlu gecede yaşananlar bir an bile aklından çıkmazken, suçluluk duygusuyla unufak olurken şimdi gittiği her yerde onu görmesi gerekecekti belki de. Adamın toplantı esnasında elini tutarken bile tehdit eder bir tavrı vardı. Bunu mavi gözlerinin derininde görebiliyordu.
Yüzünü bir kez daha yıkadı. Ellerini kurulayıp aynadaki yansımasına baktı. Güçlü olmalıydı ve güçlü kalmalıydı.
Biraz olsun sakinleştiğini düşündüğünde tuvaletten çıktı. Şu an tek yapmak istediği eve gidip uyumaktı. En azından olanlar unutulana utancı geçene kadar.