17.BÖLÜM

1.3K 163 5
                                    

Zeynep ısrarla çalan telefonunu sonunda tamamen kapatıp yatağın ayak ucuna fırlattı. Ayağı atılan dikişler yüzünden sızlıyordu. Şarkısının yaptığı güzel etkinin tadını bile çıkaramamıştı. Nasıl böyle aptalca bir şey yapabilmişti. Onun kendisini kandırmasına nasıl izin vermişti. Resmen akıl tutulması yaşamıştı Zeynep. Ve hala utanmadan arıyordu. Kendi kendine söylendi.

"Hangi yüzle..."

Öfkeden kızaran yanaklarına soğuk olmasını umduğu avuç içlerini bastırdı. Bu nafile bir çabaydı. Avuçları da ateş gibiydi.

Odasının kapısı açıldı ve Ozan içeriye kafasını uzattı.

"Gelebilir miyim?"

Zeynep gözlerini devirirken gülümsedi.

"Gelme desem gelmeyecek misin?"

Ozan hiç oralı olmadan içeriye süzüldü ve yatağa hemen Zeynep'in yanına oturdu. Zeynep ne için geldiğini ve soracağını çok iyi biliyordu. Akşamdan beri bir çok defa sormuştu zaten ama anlaşılan ikna olamıyordu.

Göz göze geldiler ve Zeynep daha Ozan sormadan cevap verdi.

"Neden geldiğini çok iyi biliyorum. Evet eminim Ozan. Uzatmaya gerek yok artık."

Ozan anlayışla baktı arkadaşının yüzüne. Belki haklıydı onca yaşadığı şeyden sonra böyle bir karar almakta ve bunda ısrarcı olmakta. Ama magazin camiasında işler öyle yürümüyordu. Daha iki gün önce el ele görüntülenen bir çift bir anda ayrıldığında bunun bir reklam çalışması olduğu söylentileri hızla yayılıyordu. Bundan zarar gören elbette Mert olmayacaktı. Her şey yoluna girmişken aceleyle verilmiş bir kararın doğruluğunu sorgulamakta haklı olduğunu düşünüyordu Ozan. Ya da bunu sorgulamaya hakkı olduğunu.

"Bak tatlım seni anlıyorum ama ısrarla sormamın sebebini biliyorsun. Tam işler yoluna girmişken duygusal düşünmenin zamanı değil bence. Zaten çok bayıla bayıla başlamadık bu işe bayıla bayıla olmasada devam etsek olmaz mı?"

"Olmaz!"

Zeynep sesinin çok sert çıktığını fark edip yumuşamaya çalıştı.

"Sebep bugün gelmemiş olması değil Ozan. Sebep benim ona güvenmeye başlıyor olmam. Bu böyle devam ederse daha çok üzüleceğim."

Ozan Zeynep'in gözlerine baktı. Orada gördüğü şey canını acıtmıştı. Zeynep gerçekten de o gece sahneye çıkana kadar Mert'i büyük bir sabırla ve umutla beklemişti. Yaşadığı hayal kırıklığını hissedebiliyordu. Nihayet başını olumlu anlamda salladı.

"Nasıl istersen öyle olsun. Sen yeterki üzülme."

Uzanıp Zeynep'i saçlarından öptü ve odadan çıktı. Pantolonunun arka cebinde duran telefonunu eline aldı ve Kerem'e bir mesaj attı.

***

Kerem durmadan odayı arşınlayan ve her yirmi saniyede bir kendisininkini kaybettiği için el koyduğu Kerem'in telefonunu alıp Zeynep'in numarasını tuşlayan Mert'e baktı. Öfkeden deliye dönmüştü. Ama şu an tek isteği Zeynep'le konuşmaktı. Bir kez daha telefonu eline aldığında bir mesaj geldi.

Telefonun sahibine sorma gereksinimi duymadan mesajı açtı ve okudu.

"Zeynep'i ikna edemiyorum Kerem. Bir ara buluşup nasıl sonlandıracağımızı konuşmamız lazım."

Mert emin olmak için mesajı bir kez daha okudu. Kimse ona haber verme gereği bile duymuyordu. Hırsla dönüp elindeki telefonu Kerem'in oturduğu koltuğa fırlattı. Kerem neredeyse kendisine çarpacak telefonu görünce irkildi.

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin