41.BÖLÜM

1.7K 96 13
                                    

"Gerçekten gitmesen olmaz mı?"

Zeynep yatağın içinde oturmuş, dudaklarını bir çocuk gibi büzmüş sevgilisine hayranlıkla baktı. Dağınık saçları alnına dökülüyor ve Zeynep'te onu kucaklama hissi uyandırıyordu.

İki haftadır birlikteydiler. Nikaha kalan kısa süreyi Zeynep kendi evinde geçirmek istiyordu. Bu konuda Mert'i ikna etmişti. Ya da öyle olduğunu sanmıştı.

Şimdi huysuz bir çocuk gibi itirazlar ederken gülümsedi Zeynep.

"Öyle karar aldık ya canım."

Mert olumsuz anlamda başını sallarken yataktan kalkıp çabucak Zeynep'in yanına  geldi ve onu kollarıyla sardı.

"Ben o karara hiç onay vermedim."

Zeynep başını kaldırıp parmaklarının üzerinde yükseldi ve Mert'in dudağına küçük bir buse kondurup geri çekildi.

"Kendi evimde bekar olarak geçirebileceğim son günlerin tadını çıkarmak istiyorum."

Mert istemeye istemeye başını olumlu anlamda salladı. Her ne kadar bırakmak istemezse de kollarını çözüp sevdiği kadının yüzünü avuçlarının arasına aldı. Dudaklarını alnına bastırdı.

"Sana dünyanın en güzel düğününü yapmak istiyordum."

Zeynep başını kaldırıp Mert'in  hüzünlü gözlerine baktı.

"İnan hiç öyle heveslerim olmadı. Hatta evlenebileceğimi bile sanmıyordum. Sen olmasaydın..."

Zeynep'in sesi kısılıp yok olurken Mert onu tekrar kucakladı.

"Ama burdayım... Ve o düğünü hala yapmak istiyorum."

"İstemiyorum Mert. Nikah yapmak yeterli. Sadece en yakın dostlarımız olsun yanımızda."

Korkuyordu Zeynep. Bu mutluluğunun zarar görmesinden bir aksilik çıkmasından daha da önemlisi bütün bu yaşananların duymaması gerekenler tarafından duyulmasından. Annesine evlilik konusundan bahsetme gereği duymuyordu. Hiç bir zaman annesi olamamış bir kadına açıklama yapmak zorunda hissetmiyordu kendini.

Zeze miyavlamasaydı belki de orada öylece sarılmış olarak daha da  bekleyeceklerdi. Kedi Zeynep'in ayaklarına dolanıp miyavladı. Zeynep kollarını Mert'ten çözüp yere çömeldi ve kedinin yumuşak tüylerinde avucunu gezdirdi. Sonra karnının altından tuttuğu kediyi kucaklayıp ayağa kalktı.

Mert hoşnutsuz bir şekilde ona bakarken kedi dişlerini gösterip öfkeyle bir kaplanı andıran bir edayla kabarıp miyavladı. Mert gözlerini devirirken Zeynep kıkır kıkır gülüyordu.

"Eve alışamadı galiba."

Mert başını olumsuz anlamda sallarken kaşlarını havaya kaldırdı.

"Bence tek sorunu benim. Bir gün beni boğmaya çalışırsa diye geceleri uyuyamıyorum."

Zeynep kahkahalarla gülerken Zeze kucağından atlayıp evinin içine girdi ve her an bir tehlike gelecek gibi çevresini kollayarak sırtındaki tüyler kabarta kabarta bekledi. Zeynep omuzlarını kaldırıp Mert'e bakarken hala gülüyordu.

"Kendini kollasan iyi edersin."

***
Can kapanan banyo kapısının sesiyle gözlerini araladı. Televizyonun karşısındaki koltukta yaşıyordu. Esra'nın asma kattaki odasına girme cesaretini henüz gösterememişti. Daha doğrusu Esra henüz Can'ın varlığını kabul edememişti.

İlişkileri Esra'nın laf sokmalarından ve Can'ın sesini çıkarmadan buna katlanmalarından ibaretti. Can kendini mahcup hissediyordu ona karşı. Elbette şu an koşulsuz bir güven duyması beklenemezdi. Yaşadıkları şey yeteri kadar zorken bir de Can daha da zorlaştırmak istemiyordu. Zamanla çözüleceğine dair inancı çok kuvvetliydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin