Canlarım...
Uzunca bir ara vermek durumunda kaldım ama uzuncaaaa bir bölümle döndüm. Herkese keyifli okumalar diliyorum. Mert'in bahsi geçen klibi yukarıda 👆
"Akşam müsait değilim anne."
Zeynep iki aydır yoğun programını bahane edip Rezzan hanımı başından savıyordu. En son yaşanan olaydan sonra ona bir daha güvenmeme sözü vermişti kendisine. Ve görüşme tekliflerini sürekli reddediyordu.
"Hayatım seni görmek istiyorum."
"Müsait bir zamanda anne."
"Hiç müsait olmuyorsun."
"Programım yoğun."
"Annene ayıracak zamanın yok mu yani?"
"Sen bana zaman ayırdın mı?" demek istedi Zeynep. Onu en güvendiği yerinden kırmıştı Rezzan hanım. Şimdi bir şeyleri telafi etmeye çalışması, ki Zeynep bunun da hayal kırıklığıyla sonlanacağından artık çok emindi, Zeynep için bir anlam ifade etmiyordu.
Artık hayatı yavaş yavaş normale dönen Zeynep mümkün olduğu kadar Rezzan hanımdan ve kocasından uzak durmak istiyordu. Düzenli gittiği psikoterapiler etkisini gösterirken bir daha o adamla karşılaşmanın her şeyi alt üst edeceğini biliyordu.
Mertle güzel devam eden birlikteliği her geçen gün daha da harika bir hal alıyordu.
Canla sarsılan ilişkileri normale dönüyor en azından artık eskisi gibi oturup bir fincan kahve içebiliyorlardı. Mert bundan çok hoşlanmıyordu ve Zeynep bunu hissedebiliyordu. Ancak yılların verdiği bir dostluk vardı ve Zeynep onu öylece bir kenara atamazdı. En zor zamanlarında hep yanında olmuştu Can. Her şeyden önemlisi kıymet verdiği bir arkadaşıydı.Eski duygularını ara sıra yokluyordu. Onunla karşılaştığında konuştuğunda ne hissettiğini anlamaya çalıştığı her zamanda içinde bir sızı hissediyor bunu düşünmenin bile Mert'e haksızlık olduğunu biliyordu.
Mert böylesine üstüne titrerken sevgisini böyle hissederken onu üzmek, kırılacağı bir şey yapmak düşüncesi çok korkutuyordu Zeynep'i. Onu kaybetmek bu dünyada isteyeceği en son şeydi.
Yoğun programlarına rağmen her gün birbirlerine zaman ayırıyorlar hiç bir şey yapamasalar bile akşam yemeğini birlikte yiyorlardı. Bu Zeynep'in çok önemsediği bir şeydi. Onu her gün görmek içinde bahar rüzgarları estiriyor ondan ayrı kaldığı günler ruhunu sıkıyordu.
Geceleri konuşarak uyuyorlar sabah uyandıklarında ilk yaptıkları birbirlerini aramak oluyordu. Bazı geceleri beraber geçiriyorlar, bazen sabaha kadar konuşuyorlar sabahın ilk ışıklarında birbirlerinin kollarından uyuya kalıyorlardı.
Cinsellik aralarında bir tabu halini alırken bir kaç başarısız denemenin ardından tamamen rafa kaldırılmıştı. Mert her fırsattı bunun onun için önemli olmadığını söylüyor Zeynep'in kötü hissetmesinin önüne geçmeye çalışıyordu.
Aklında bütün bu düşünceler dolaşırken hattın diğer ucundan annesinin sesi tekrar duyuldu.
"Seni özledim kızım."
Zeynep Rezzan hanımın sesindeki yoğun duyguyu hissediyor ancak buna artık kanmak istemiyordu.
"Üzgünüm anne. Stüdyodan çağırıyorlar. Sonra konuşuruz."
Ve telefonu kapattı. Daha fazla ısrara dayanamayacağını ve yine yelkenleri suya indireceğini hissediyordu. Elindeki telefonu masanın üzerine bırakırken hemen yanı başında oturan Mert'e göz ucuyla baktı.