Zeynep önündeki bardağa uzanıp suyundan bir yudum daha aldı. "Seçimi sen yap" demişti annesine. Rezzan hanım menüyü incelerken annesine kaçamak bir bakış attı. İnce kaşları çatılmış ciddi bir iş yapıyor edasıyla düşünceli bakışlarını önündeki deri kaplı menüye çevirmişti. Başını hiç kaldırmadan Zeynep'e sordu.
"Balık sana uyar mı?"
Zeynep omuz silkti.
"Hiç fark etmez anne."
"Tamam o zaman."
Rezzan hanım parmağını kuşe kağıdın üzerinde kaydırdı ve bir noktada durdu.
"Yeşil limonlu levrek..."
Zeynep olumlu anlamda başını salladı.
"Olur anne."
Rezzan hanım menüyü kapatıp kenara koydu ve yanına yaklaşan garsona detaylı bir şekilde siparişini verdi. Garson gittikten sonra Zeynep'e döndü ve gözlerini masanın üzerine çevirmiş kızını inceledi.
Tabiri caizse su gibiydi. Herkes Zeynep'i onun gençliğine benzetse de Rezzan hanım kızını her zaman daha güzel bulmuştu. Yaşından beklenmeyecek bir ağırbaşlılık vardı her zaman üzerinde. Kararlıydı ve kararlarında inatçıydı. Dünya üzerindeki tek evladıydı. Ve aralarında uçurumlar vardı.
"Çok güzel görünüyorsun."
Rezan hanımın dudaklarından gayri ihtiyari dökülen kelimeler Zeynepin daldığı alemden çıkmasını sağladı. Başını kaldırıp annesinin ilgi dolu bakışlarını üzerinde gördüğünde şaşırdı. En son ne zaman annesinden böyle bir iltifat duymuştu en son ne zaman birlikte bir şeyler yapmışlardı? Hatırlamıyordu bile.
Rezzan hanım Zeynep'in şaşkın yüz ifadesine bakıp gülümsedi.
"Güzel olduğunu ilk söyleyen kişi ben değilimdir heralde."
Zeynep yüzünde oluşan şaşkın ifadeyle baktı annesine. Bu tebessüm etmekle şaşırmak arasında bir şeydi.
"Sana benziyorum anne."
Rezzan hanım şımarık bir kaş ifadesiyle konuştu.
"Anasına bak kızını al demişler."
Bu sözler Zeynep'in zihninde onu hiç istemediği yerlere çağırıyordu. İlyas ona annesine benzediğini ona annesinin gençliğini hatırlattığını söylemişti. Tüyleri diken diken oldu. Bir süre daha annesinin gözlerine baktı.
Annesi bütün yaşananları bilse nasıl tepki verirdi acaba. İnanır mıydı Zeynep'e? Yoksa kocasından taraf mı olurdu?
Zeynep ona anlatmak istiyordu. Nasıl bir pislikle yaşadığını bilsin istiyordu. Ama buna cesaret edemiyordu. Annesi gözlerini ondan ayırıp şarap dolu kadehine çevirdiğinde bir nebze olsun rahatladı.
Kadehini yudumlayan Rezzan hanım masaya bırakmadan önce Zeynep'e doğru kaldırdı.
"İstemediğinden emin misin?"
Zeynep olumsuz anlamda başını salladı.
"Hayır... Bir süredir alkol tüketmiyorum anne. Sende azaltsan iyi edersin."
"Kolay kolay sarhoş olmam bilirsin. Buna ne kadar ihtiyaç duyduğunu benim yaşıma geldiğinde anlarsın."
Mutsuzdu... Bütün o ün, para, lüks içinde bile mutsuzdu annesi. Bu Zeynep'in yüreğini sızlattı ve bir anlığına ruhundaki bütün yaralarını unutup annesinin ruhunu görmeyi denedi.
İleleyen yaşına rağmen son derece bakımlı ve güzel bir kadındı. Sarıya boyadığı saçlarını ensesinde bir topuza hapsetmiş sadece bir kaç kırışığın olduğu bakımlı cildini yaptığı makyajla pürüzsüz hale getirmişti. Bu yaşında bile bir çok erkeğin ilgisini çekecek şekilde parlıyordu. Ama gözleri öyle söylemiyordu Zeynep'e.
![](https://img.wattpad.com/cover/172160440-288-k488754.jpg)