40.BÖLÜM

1K 99 15
                                    

"Peki nerede yaşayacağız?"

Zeynep bir eli Mert'in saçlarında diğer eli avuçlarının arasında oturduğu koltukta başını dizlerine koyan adamın gözlerine bakıyordu. Üzerinde hala sevgilisinin uzun tişörtü ve üşümemesi için verdiği ve paçalarını yaklaşık dört tur kıvırdığı eşofmanı vardı.

Mert duyduğu soru karşısında omuz silkti. Yaşayacağı yer fark eder miydi yanında Zeynep olduktan sonra?

"Bilmem... Sen nereyi istersen. Senin evin, benim evim, yada bambaşka yeni bir ev."

Zeynep bir süre düşündü. Evini çok seviyordu. Ama orda ruhunu darlayan geçmişin hüzünlerini ortaya döken şeyler vardı. Mert'in duvar boyunca uzanan camlara sahip ferah evi onu ilk geldiği günden beri çok huzurlu hissettirmişti.

"Burada yaşamak ister misin?"

Mert içtenlikle gülümserken avucunun içinde tuttuğu eli dudaklarına götürüp bastırdı. Herşey Zeynep'in istediği gibi olmalıydı. O mutluysa Mert'ten daha mutlusu yoktu dünyada.

"Sen mutlu ol yeter ki. Nasıl istersen öyle yapalım."

Zeynepin genç adamın saçlarında gezinen parmakları dağınık dalgalara dokuyor ve minik bukleler yapmaya çalışıyor bir tanesini yapınca diğerine geçiyor kısa süre sonra asi saçları yeniden eski halini alınca kıkırdıyor ve tekrar aynı işe koyuluyordu. Burada saatlerce hatta günlerce hiç sıkılmadan bıkmadan oturabilirdi. Sevdiği adamın başı dizlerinde kalbinde derin bir huzur duygusuyla arkasına yaslandı.

Bir süre hiç konuşmadılar. Zeynep Mert'in saçlarını Mert Zeynep'in elini okşuyor ara sıra dudaklarına götürüyor içine yayılan sıcaklıkla tarifi zor bir mutluluk duyuyordu. Sessizliği bozan Mert oldu.

"Ne düşünüyorsun?"

Zeynep dudağını büzüp omuzlarını kaldırdı. Kendisi bile ne düşündüğünü ne düşüneceğini bilmiyordu. Biraz zorlayınca aslında en büyük sıkıntı duyduğu şey üzerinde odaklandığını fark etti. Ama bunu Mert'e itiraf etmek istemedi. Tekrar omuz silkip söylendi.

"Bilmem..."

Mert dizlerinden doğrulup yüzüne baktığında gözlerini kaçırmakla yetindi. İyice yüzüne yaklaşan genç adamın omuzlarına ellerini koyup itekledi.

"Yapma..."

"Benden bir şey saklamanı istemiyorum. Zaten yüzün her şeyi ele veriyor."

Zeynep yanaklarını havayla doldurup gözlerini pörtletirken Mert'in suratına baktı. Mert önce gülmemek için direndi ama kısa bir süre sonra kahkahalara boğuldu. Daha fazla dayanamayan Zeynep onun hemen ardından katılırken buldu kendini.

Mert Zeynep'i göğsüne bastırıp sıkıca sararken güven veren bir tonla konuştu.

"Hiç bir şeyi, hiç kimseyi kafana takmayacaksın. Ne derler, nasıl haberler çıkar demeyeceksin. Sadece yanımda dur ve elimi tut."

Zeynep bir fısıltı halini alan sesiyle itiraf etti.

"Korkuyorum."

"Korkma."

Mert artık buyurgandı. Şu an yaşadığı mutluluğa gölge düşürecek hiç bir şeyi kabul etmiyordu.

"Korkma... Sadece yanımda dur. Elimi tut. Ne söylerlerse söylesinler, ne yazarlarsa yazsınlar umurunda olmasın. En fazla bir ay sonra unutulacak şeyleri kendine sıkıntı yapma."

Zeynep olumlu anlamda başını sallarken Mert'in sıcak nefesini boynunda hissetti. Gözleri istemsizce kapanırken derin bir solukla doldurdu ciğerlerini. Adamın dudakları boynuna değdiğinde bütün olumsuz düşünceler yavaş yavaş silinip gitti.

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin