38. BÖLÜM

1K 106 14
                                    

Ozan ilk yardım dolabından aldıkları elinde soyunma odasına giderken Kerem'le karşılaştı. İki adam ne diyeceklerini bilemez bir halde bir süre birbirlerine baktılar. Yaşanan ayrılık elbette dostluklarını bitirmemişti ama bir soğukluk girmişti aralarına, bu bir gerçekti.

İlk adımı Kerem attı. Bir kaç adımda yanına yaklaşıp elindekileri gösterirken sormadan edemedi.

"Zeynep iyi mi?"

"Bu kadar çabuk mu duyuluyor?"

"Duyunca koştum geldim Ozan."

Ozan biraz mahcup olmuştu. Onun yaşananlarda zerre kadar suçu yoktu. Yaşananlarda kimsenin suçu yoktu. Elindekileri gösterip omuz silkti.

"Biraz sarsıldı ama ciddi bir şeyi yok umarım."

"Nerde şimdi?"

"Soyunma odasında."

Kerem kendisinin bile fark edemeyeceği bir hevesle kaşlarını  kaldırdı.

"Ciddi misin?"

***
Zeynep Mert'in kollarında ne kadar kaldığının farkında bile değildi. Bu küçücük huzur o kadar iyi gelmişti ki gözyaşları durmadan akarken kendisini serbest bıraktı.

Eskiden kimse tanımazdı onu, yaptığı şarkıları çok az kişi dinlerdi ama böyle linç de edilmezdi. Gözü dönmüş insanların saldırısı onu öylesine korkutmuştu ki titreyen bacaklarına hükmedip yürüyebileceğinden bile emin değildi.

Şimdi sevdiği adamın sıcaklığı bedenine yayılırken kulağına bir şeyler fısıldadığını duyuyor ama ne olduğunu anlayamıyordu. Tek istediği bir süre daha böyle kalabilmekti.

Mert kendini ondan uzaklaştırıp yüzünü avuçlarının arasına aldığında gözlerine baktı. Genç adam yüzünde dolaşan parmaklarını Zeynep'in yarasının üzerinde gezdirdi.

"Acıyor mu?"

Belki de bu soru getirmişti aklını başına. Panikle geri çekilip yüzünü Mert'in ellerinin arasından kurtardı. Aynı anda yüreğinde kocaman bir boşluk oluştuğunu hissetti. Yeri asla dolmayacak bir boşluk.

"Sen ne yapıyorsun?"

Oturduğu yerden doğrulurken titreyen bacaklarının kendisini taşımasından başka dileği yoktu. Bir anlığına sendeledi. Mert onu tutmak için uzanırken elini olumsuz anlamda kaldırıp mümkün olan en hızlı şekilde kendisini toparladı.

"Yaklaşma bana."

"Zeynep... Yapma..."

Zeynep az önce yaşlarla dolu olan gözlerini kuruladı ve çattığı kaşlarının arkasından baktı Mert'e.

"Sana yeteri kadar açık olduğumu düşünüyorum."

"Düşünmekten uyuyamıyorum, yemek yiyemiyorum, kendimi evinin önünde buluyorum her gece. İçeriye girmemek için kendimle büyük bir savaş veriyorum. Ben böyle yaşayamıyorum Zeynep."

Zeynep gözlerine tekrar hücum eden yaşları savuşturmak için dişlerini sıkış gözlerini sımsıkı kapattı. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladığında artık daha dik durabiliyordu.

"İnan bana bu sadece senin sorunun. Benim daha büyük sorunlarım var. Fanların beni öldürmek istiyor. Onlara benden uzak durmalarını benimle işinin bittiğini beni umursamadığını falan söyleyebilirsin mesela."

Zeynep cevap beklemeden arkasını döndü ve çıkış kapısına doğru bir kaç adım attı. O daha kapıya ulaşmadan güçlü iki kol belinden kavrayıp geri çekti Zeynep'i. Sırtı adamın sert göğsüne değdiğinde bütün savunma mekanizması kırıldı.

SESSİZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin