Merhaba millet✨
Nasılsınız?
14 Şubat nasıl geçiyor bakalım?
Benimki biraz tatsız :/ Ehliyetten kaldım😭 Çok mutsuzum aaa dostlar💔
Neyse bari sizi sevindirem dedim❤ Mutsuzum aaa dostlar bari siz mutlu olun, sizi seven yazarınız✨
💜İyi okumalar dilerim💜Kafeden çıkarken adımlarımız sokakta yankılanırken içime işleyen soğukla dişlerim tangırdadı. "Çok soğukmuş hava!" Ayaklarım kara bata çıka zar zor ilerliyordu.
Alp elimi daha da sıkarak beni hızla ilerletti. "Arabayı bu kadar uzağa park etmemeliydim! Kabanına sıkı sıkı sarıl güzelim, üşütme kendini!" Söylenene hızlı adımlar atarken, daha fazla dışarda kalmamı istemediği için acele ettiği açıktı. Birden gökyüzünden yağan kar taneleri ikimizi de yavaşlattı. Sokak lambası bembeyaz caddeyi aydınlatıyordu.
"Harika bir bu eksikti?! Lapa lapa yağıyor birde!" Alp söylenen bir ifadeyle beni de çekiştirken o anda adımlarım durdu. O an aklıma gelen farkındalıkla kendime geldim. Hayat, söylenip şikayet etmek için çok kısaydı. Bunu ancak ölümden geri dönmüş biri anlardı, hayatın içinde kendini kaybetmiş biri anlayamazdı. Alp de bu yüzden anlayamıyordu işte.
Hayatın kıymetini, kaybederken anlayan bir kadınla, hayatını yaşarken hayatın kıymetini kaybeden adamla yollarının kesişmesi ancak bu kadar güzel olabilirdi, belki de?
"Çok güzel değil mi?" Gözlerim gökyüzünden düşen beyaz inci tanelerindeyken gülümsedim ama göz pınarlarımdan gözümün soğuktan sulanması yüzünden yaşlar düştü. "Bir daha göremeyecektim düşünsene... Bu sene ölebilirdim o kazada."
Alp o kadar sert dururken sırf yavaş adımladığım için arkasında kalan bedenim sert gövdesinde çarpmıştı. "Saçmalama saatine mi girsin sen gene?! Ne ölümü Azra? Anma uğursuz o kelimeyi!"
"Uğursuz olduğu doğru ama bir gerçek..." Omzumu silktim ve elimi Alp'in elinden çektim ve ellerimi iki yana açtım. "Hayatın bir kere yaşanması sence de çok korkunç değil mi?" Kafamdaki şapkayı çıkardım ve saçlarımı inci taneleri gibi yağan kar tanelerinin süslemesine izin verdim. "Tek bir hakkın var yaşamak için, bugün varsın yarın yoksun! Mutlu olmak için tek şans?!" Elimi Alp'e uzatırken Alp kafasını iki yana sallarken kadının elini tuttu.
"Konyak çarptı seni değil mi?" Alp üzerime adınlamasıyla ben de geri adımladım. Üzerimde olan haififliğin sebebi kafede içtiğim kahve konyak ikilisi miydi? Alp'in cevap bekleyen sorusuna yanağına uzanıp öperek cevap verdim. Alp'in hızlanan nefesi ve sıcak teni ile pamuk şeker kıvamına geldiğim için ağzımdan çıkanlara engel olamadım. "Senin beni çarptığın kadar değil, Alpaslan."
"Öyle mi?" Alp'in eğlenen sesiyle bakışlarım yukarı kalkarken, o mavi gözlerde hinliğin pırıltısını görmemle aynı anda geri itilmem bir oldu. Belim hizasındaki demirliklere çarpmamla Alp'in üstüne yaslanan bedediyle kalbim dört nala koşuyordu. Sıcak nefesi yüzümü, tatlı bir meltem gibi okşadı.
"Sen üşüyordun değil mi? Hadi seni ısıtalım!" Dudakları dudaklarıma ilerlerken fısıldadım.
"Sevgililer günümüzün ilk öpücüğü..." Dudaklarım onun dudaklarının üzerindeyken fısıldayarak konuşmaya devam ettim. "Hatırladığım ilk sevgililer günümüze armağımız olsun."
"Bana biri geçişte 14 Şubat'ı anlamlı bulacağımı söyleseydi güler geçerdim..." Sonra kafasını iki yana sallayıp gülümsedi ve dudaklarını hafifçe dokundurdu. "Bana yalnızca 14 Şubat'ı değil hayatımın tüm günlerini anlamlı kıldıran tek kadınsın... Bir daha ölümü ağzına dolama. Sana benden önce ölüm yazılmasın, bu dünyada senin acını görmektense ölürüm daha iyi!"
Öptüm onu. Devamını daha fazla getirmesin diye dudaklarına atlayıp öptüm onu. Çünkü ben de bu acıyı yaşayamazdım. Sevdiğim adamın acısını yaşarsam, yaşayamazdım.
Dudaklarımız birbiriyle savaşırken ruhlarımız da birbirine karışıyordu. Alp benimdi ve ben bu hayatta Alp'siz yaşayamayacak kadar ona aşık olmuştum.
Editlerim nasıl olmuş?14 Şubat hediyemi sevdiniz mi?
Bölümü sevdiniz mi? Aslında bölüm de değil spin off bir bölümdü❤ Belki ilerde kullanırım bakalım✨
Size iyi 14 Şubat'lar dilerim💙 Bölüm 36'ya oy atmayı da unutanlar bir koşu oy atıp gelsin💜
🌼Görüşürüz🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokita Aşk
Tiểu Thuyết Chung"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu. "Benden daha fazla para veren birini b...