Merhabalar ve hepinize iyi bayramlar ✨✨✨ Uzun bir aradan sonra ben geldim. Şimdi siz bu kız neredeydi geldi diyeceksiniz ben hemen söyleyeyim...
Ben mezun oldum arkadaşlar🎓🎓(Bence haklı bir sebep? Sizce?)
O yüzden bu koşuşturmacalar yüzünden kitaba ilham perilerimin bana gelmesi biraz zaman aldı. Bakalım bölümü beğenecek misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum 😘
Bölüm Şarkıları
Sertap Erener- Lal
Cem Adrian -Zincir / Kül
Burcu Güneş- Derman Sendedir
Grup Abdal- Beşiği Çamdan
Dilan Ekinci ve Paul Dawyer - Bu Tepe Pullu TepeVe ufak bir ricam var sizlerden, özellikle Beşiği Çamdan ve Lal için Youtube videolarının altına Mokita Aşk'tan izler bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz. Sizleri seviyorum ❤️İyi okumalar dilerim ❤️
Yirmi Beş Yıl Önce
Alpaslan bahçede annesinden kaçarken kahkahalarla gülüyordu. "Annem beni yakalayamaz ki! Ben çok hızlıyım!"
"Seni bücür şeytan!" Bell hafif kızgınlıkla oğlunun peşinden koşuyordu. "Babaannenin yemeğine nasıl tüm tuzluğu boca edersin! Kadın az kalsın boğuluyordu!"
Alp duyduğuyla daha da kahkaha atıp bahçede koşmaya devam etti. "Az bile yaptım! O kadın hep seni üzüyor! Benim annemi kimse üzemez üzerse de cezasına katlanır!"
"Kadın çorbasından aldığı bir yudumla tansiyonu fırladı, Alp!" Bell insaf dercesine oğluna bakarken Alp ise daha çok gülmeye başladı.
Alp koşarken arkasındaki annesine baktı. "Hakketmişti-" Tam o anda önündeki bacaklara çarpmasıyla hızla geri yere düşüp oturdu.
"Bayram?" Bell nefes nefese koşmanın etkisiyle kalmış şaşkınlıkla solumuştu. On yıldır ilk defa kocasını kanlı canlı karşısında görüyordu.
Alp gözlerini yavaşça yukarı kaldırırken adamın kendisine uzatılmış olan elini gördü. "Yerden kalkmayacak mısın, çocuk?"
Alp gözlerini büyükçe açıp kapattı ve sonra tekrar açtı. Babası gelmişti. O, babasını on yıldır gizlice annesinin odasına girip, annesinin odasında gizli saklı olan magazin dergilerinden gören çocuktu. Şimdi bu çocuk babasını ilk kez kanlı canlı görüyorsa ne yapmalıydı?
Ona sarılmalıydı değil mi? Ya da kendisine uzatılan eli tutup kalkmalıydı? Sonuçta babası gelmişti.
Oturduğu yerde baba diye ağlamalıydı belki de?
Çocuk bu düşüncelerinden hiçbirini yapmadı. Masmavi gözleri karşısındaki adama dikip bomboş bakmaya devam etti. Tek bir duygu kırıntısı bile yoktu çocuğun gözlerinde. "Fotoğraflardakinden daha tatlı bir çocukmuşsun, sen." Bayram'ın saçına uzanan eliyle çocuk bir anda hızla ayağa kalktı ve bir adım geri giderken tek kelime etti. "Git!"
"Ne?" Bayram çocuğun duygusuzca sarf ettiği kelimeyle bakışlarını hızla karısına çevirdi. Buraya gelirken daha sıcak bir karşılama beklemişti açıkçası. Oğlunun özlemle boynuna sarılacağını düşünmüş ve bu karşılaşmayı sorun etmemişti. Kendini baba olmaya daha yeni yeni hazırlamıştı. Yıllar geçip yaşıtları yuva kurunca ve evlat sahibi olunca onda da bir aydınlanma oluşmuştu. Zamanla arkadaşlarının çocukları ile olan diyaloglarını görünce imrenmiş artık ailesine dönmesinin vaktinin geldiğini düşünmüştü. Bu on yıllarını almıştı ama olsundu Bayram'a göre. On yıl o kadar da geç bir süre değildi, Bayram için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokita Aşk
Ficción General"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu. "Benden daha fazla para veren birini b...