Bir Ay Sonra Sabah 05:30
Azra gözlerini açmaya çalışırken boğazının kuruluğunu hissederken canı yandı. Su içmek istiyordu. Gözleri beyaz tavana doğru açılırken nerde olduğunu anlamaya çalıştı. Birilerine nerde olduğunu sormak istedi ama ağzında olan maske ona engel oluyordu. O ara içeri giren iki kişinin sesini duydu.
"Doğu Bey'i de hiç anlamıyorum her yarım saate bir rapor mu ister insan? Bak kaç saatir nöbetteyim bu kadına kaçıncı gelişim durumu hala aynı. Kadın mışıl mışıl uyuyor. Bir de tüm hastanenin kadını merak etmesi de cabası."
Yanındaki kız da ofladıktan sonra kapının içinden içeri doğru ilerledi. "Sanki bilmiyorsun, Doğu Bey'in yakın arkadaşının karısı. Tüm sorumuluk onun üstünde. Halbuki elinden geleni de yap-" derken kadının açık gözlerini görmesiyle cümlesi ağzında tıkalı kaldı.
"Uyanmış." dedi kız hızla Azra'nın yatağının yanına giderken. "Koş Doğu Bey'i çağır. Çabuk." Arkadaşı hızla koşarken o da içindeki heyecanı bastırmaya çalışırken konuşmaya çalıştı. Bir aydır hastanenin en çok konuşulan hastası gözlerini açmıştı. Bundan daha iyi haber mi olurdu?
"Azra Hanım beni duyabiliyor musunuz?" Azra konuşmak istese de bunu beceremeyeceğini anlayıp başını olumlu anlamda salladı. Dudaklarını ıslatmak istese de ağzının içi çöl gibiydi. Kupkuruydu.
Kapıdan gelen hareketlenmeyle hemşeriye bakan gözlerini odanın içinde gezdirmeye başladı. Hastanede olduğunu anlamıştı ama neden burdaydı? Ne olmuştu ki? Hem neden tüm hastane onu merak ediyordu? Acaba diye düşündü dünyada görülmemiş bir hastalığa falan mı yakalandı da karantina altına mı alındı? Ama öyle olsa hemşirenin ağzında maske olurdu değil mi? Etrafına bakmak istedi ama beceremedi gözlerinin odağı kayıyor gibiydi.
Beyaz önlüklü siyah saçlı, kirli sakallı bir doktor önüne gelip gülümseyerek uykusuz gözleriyle konuştu. Bu adam nerden çıktı ki? "Aramıza hoşgeldin, Azra. Beni anlıyorsun değil mi?"
Azra bu dediğine ilk kaşlarını çatsa da başını olumlu anlamda salladı. "Çok güzel. Şimdi senden bacaklarını ve kollarını hareket ettirmeni isteyeceğim. Tamam mı? Üçe kadar sayıcağım, üç dediğim de bacaklarını ve kollarını hareket ettirmeni isteyeceğim. Tamam mı?"
Azra doktorun bu dediğiyle huzursuz oldu. En son neler olduğunu anımsamaya çalışırken panikle yerinden kalkmaya çalıştı. Adamın saymasını beklemeden ayaklarını oynatmaya ellerini de ağzındaki plastik maskeyi çıkarmaya götürdü. Doğu onun ellerini tutarak buna engel oldu.
"Azra sakin ol. Panik yapacağın hiçbir şey yok. Güvendesin." Doğu kahkaha atmamak kendini zor tutuyordu. Ameliyat tahmin ettiği etkiyi bırakmamıştı. Azra felç kalmamıştı. Hatta bıraksalar yatağından kalkıp gidecek moddaydı. İçinden şükürler olsun dedi.
"Şimdi o masken bir iki saat daha seninle kalıcak. Sana söz veriyorum raporunu okur okumaz seni bu odadan çıkarıcağım. Tamam mı? Bu sefer mücadele etmeye kalkma."
Adamın ona şefkatle bakan gözlerini garipsemişti. Adam sıradan bir doktor değil miydi? Neden bu kadar rahatlamış ve yüzündeki gülümsemeyi durduramıyormuş gibi bakıyordu ki? Acaba aile dostları falan da mı o mu tanımıyordu. Hiç böyle bir adamla karşılaştığını hatırlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokita Aşk
General Fiction"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu. "Benden daha fazla para veren birini b...