"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu.
"Benden daha fazla para veren birini b...
İlk yeni yıl dileklerimizden önce bir konuya değinmek istiyorum. Kitabın geçen bölümünde yazdığım sahne yüzünden okurlar iki taraf olarak ayrılmış duruma gelmiş. Bu konu hakkında tek diyebileceğim herkes farklı görüşü savunabilir bunda hiçbir sıkıntı yok ama birbirimizin görüşlerine, hayata bakış açılarına saygı duymak zorundayız. Bu benim için çok önemli, lütfen Mokita Aşk ailesi içinde huzurumuz bozulmasın.❤
Kitap belki de para konusunu diğer kitaplardan daha gerçekçi ele aldığı için böyle oluyor ve insanları ikilemde bırakıyor. Sizden tek ricam birbirimizin görüşlerine saygı duyalım🙏🙏🙏
Bu konu şu an hallolduğuna göre size 'Yılbaşı' bölümünü sunuyorum💙
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar dilerim💜
Azra yılbaşı ağacına bakarken yüzünü buruşturdu.Yeşil çam ağacı nerden baksanız iki metreyi geçiyor ve bu çam ağacı beyaza boyanıp üstüne beyaz ışıklar takılmıştı, insanın gözlerini yoran bir görüntüydü bu.
"Fazla ışıklı!" Azra kendi kendine mırıldanırken Alp de istemsizce gülmüştü.
"Yılbaşı ağacı olduğu için olabilir mi acaba, Azra?" Alp'ten cevap gecikmemişti.
Azra omuzlarını silkerken yılbaşını pek sevmeyen babası aklına gelince gözlerini devirdi. Hem sevmez hemde evde yılbaşının kutlanmasına izin vermezdi, şimdi ise yılbaşı partisine giden bir kızı vardı.
Hoş evlenmese bu sene de annesi gene eve çağırırdı ama bu çağrışın nedeni sırf kızını babası yüzünden kontrol etme amaçlıydı eğer gerçekten ayrı kalamadıkları için arasalar bu kadar rahatsız olmazdı. Mesela en basitinden bu sene artık annesi sürekli aramalarını kesmişti. Evlenince annesi ve babası kontrolünün Alp'e geçtiğini düşünüyor olamalılardı. Ne büyük yanılgı!
Azra'yı biraz olsun serbest bırakmışlardı, otuz yaşında olması bile bu gerçeği değiştirmiyor, sadece evli olması ailesinin onu rahat bırakmasını sağlıyordu.
Eğer ailesinin biraz olsun kendisine rahat verceğini bilse daha önce de evlenebilirdi. En zanından annesi gecenin bir körü durduk yere arayıp dışarı çıkıp çıkmadığını kontrol ettirmez, babasına da teyit ettirmek için görüntülü konuşmada selam vermesini istemezdi. Kısacası kızın evinde dışarda değil için rahat olsun, Fatih Bey demekti.
