"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu.
"Benden daha fazla para veren birini b...
Merhabalar, iki hafta bile sürmeden elli sayfaya yakın bölümle yine karşınızdayım ❤️
Nasılsınız bakalım?
Bu bölümü emineeenurrr ithaf ediyorum. Çok fazla aktiflik gösteriyor canım okurum ❤️
Bende diyorum ki en aktif olan okur kimse burada hatıra olarak ismi kalsın, bu bölüm en aktif olan kazansın bakalım ithafı 💃💃
Bölüm Şarkısı Oya Bora - Sevme Zamanı
Teya Dora – Džanum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"İnsan, birini sevmek felaketine uğradı mı, esir gibi bir şey oluyor."
Reşat Nuri Güntekin
"Ben çaylarınızı tazeleyeyim." Annemin yerinden kalkmasıyla Ece de peşi sıra yerinden kalktı. "Ben de yardım edeyim sana, anne."
Bingöl'e geleli bir saat olmuştu nerdeyse. En son bu eve girdiğimde pek güzel anılarım olmasa da anılarıma sebebiyet veren adam yoktu, köye gitmişti.
Kasığıma yakın bir noktanın üstüne gelen elle irkildim. "Alp ne yapıyorsun?" Telaşlıydım. Mutfak kapısına baktım hızla. "Gelecek görecekler şimdi."
"Azra kaç saattir dokunamıyorum sana farkında mısın?" Sitemli sesi bir anda çok yakınımdan gelmişti. Herhalde el teması kesmemiş olacaktı ki beyefendiyi şimdi ise dudaklarını yanağıma getirip kısa nefesli öpücükler bırakıyordu. Çeneme dişlerini sürttü. "Bahane bul da otele geçelim artık. Yalnız kalmamız gereken konular var."
"Alp bir dur ya!" Elleri bacaklarımı sıkarken beni koltuğun köşesine resmen sıkıştırmıştı.
Boynumu sertçe öperken boğuk bir sesle fısıldadı. "Özledim!"
Dün gece haberi alınca Alp'le konuşmuş bir plan yapmıştık. Bu plan sonucu erken uyanacağımız için erkenden uyumuştuk. Sabah ise Alp erkenden işe gitmiş ve akşam üstü işten geldikten sonrasında uçağa binerek soluğu burada almıştık ve uçağa bindikten sonra Bingöl'de daha çok kalabilmek adına uçakta hızlıca işlerini halletmişti, ben ise uyumuştum. Yani nerdeyse dün geceden beri temasımız sıfıra inmişti, haklıydı. Bende özlemiştim.
Yine de Alp'in buraya gelmesi taraftarı değildim çünkü işleri fazla aksayacağını dün gece onunla iş programına bakarken görmüştüm ve ona istersen ben bir haftalığına gidip geleyim demiştim. Keşke demeseydim. Hiddetle karşı çıkmıştı. Ve çok kati bir suretle bu sözleri dile getirmişti. 'Seni yalnız bırakmayacağıma dair söz vereli daha bir saat olmadı, Azra. Ve sen şimdi kalkmış bana ise seni yalnız mı yolla diyorsun? Hem gidersen kocan nerede diye sormayacaklar mı sana?'
