Hastalanıp serumluk olmama rağmen bir şekilde bölümle uğraştım, emeğe saygı olarak beğeni ve yorum yapmayı unutmayın, lütfen ✨
(Çevrimdışı okuyan okurlarım özellikle sizler, çevrimdışı okudukça kitaba okunma bile gelmiyor o yüzden saniyelik de olsa kitaba çevrimiçi katılın ve oyunuzu verin 🙏)
Satır arası yorumlarda buluşalım🦋
🔱🔱🔱🔱
En büyük savaşı sevgisizlikle olan bir kadını, sevgi ile pekala öldürebilirdiniz.
-Azra Kolhanlı/ Mokita Aşk🔱🔱🔱
Koltuğa geri gelmiştik. Benim önümde yarısı zorla içirilmiş kahve bardağı öylece duruyordu. İkimizde suskunduk. Alp hatırlamama bir tepki vermemiş gibi davransa da üstünde anlamdıramadığım bir gerginlik vardı. Beni odaya geçirmiş kahve içirmişti. Bu işte yanlış giden bir şeyler vardı. Ayılmalıydım. Aklımı başıma toplamalıydım ama kanıma işleyen alkol beni uyuşturmuştu.
Kahvemden yudum bir kez daha alırken bu sefer Alp içiyordu. Bardak bir boşalıyor bir doluyordu.
"Fransızcada bir terim var femme fatale diye biliyor musun Azra?"
"Hayır, femme fatale ne demek?"
"Felakete neden olan kadın anlamına gelir ama benim için anlamı bu değil. Bana göre her erkeğin hayatına böyle bir kadın girer ve o erkekte izini bırakır. Sende benim için femme fatalesin Azra. Sen benim felaketimsin. Sen benim sonumsun."
Durdum. Zaman durdu. Kalbimde bir ağrı oldu. Zihnime bir saatin akrebi batarak zihnimi deldi geçti. Son.
Her şeyin sonu elbet vardı ama ben bunu duymak istemiyordum. Aptal olmayı çok istedim ama olamadım. Anlıyordum.
Alp'in hatırlamaya başlamamla bu sözleri ile anlamıştım ki Alp hatırlamamdan rahatsızdı. Bu bir sorundu. Alp neden hatırlamamı istemiyordu? Kimi kandırıyordum ki? Aslında buradaki en büyük sorun Alp'in tepkisi de değildi. Asıl sorun benim bu bilgiyle ne yapacağımdı.
Bana sonumsun diyen bir adam... Sonu olduğumu dillendiren bir adamdı karşımdaki. Ben bu sevgiyi ezip geçecek kadar güçlü biri miydim?
En büyük savaşı sevgisizlikle olan bir kadını, sevgi ile pekala öldürebilirdiniz.
Alp'e uzandım elindeki viskiyi aldım ve kenara bıraktım. "Son yok, Alpaslan." Kollarımı boynuna sardım. İçkinin hala daha verdiği cesaretle dudaklarının üstüne fısıldadım. "Bize son yok, bize mutlu başlangıçlar var."
Dudakları, dudaklarımı bu hayattaki son arzusu bu olan bir adam gibi kavradı.
Öpüşmemizdeki tutku birer çıra gibi içimizdeki alevin daha da büyümesini sağladı. Eli tüm bedenimi tavaf etti. Beni çevik bir hareketle kucağına oturturken bir an olsun dudaklarımız ayrılmadı. Ben bir öptüm o bin öptü. Bir öpücük ne kadar şiddetli olabilirse o kadar şiddetliydi.
Sona giden, kendi sonuna giden iki aşık gibi dudaklarımız birbirinden alacaklıydı.
"Seviş benimle, Azra." Alp'in nefes nefese çıkan boğuk sesiyle dudaklarımız ayrıldı. Yanağımı, çenemi, boyun hattıma öpücükler kondururken bir eli yüzüme düşen saçları geriye attı. Mavi gözleri o kadar koyu bir tondayken o mavilikleri beni bir girdap misali içine çekti. "Son kezmiş gibi seviş benimle, bana kendini ver. Bana olan sevgini, tutkunu ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mokita Aşk
Ficção Geral"Ne var biliyor musun? Sana zerre inancım da güvenim de yok." Alp kafasını iki yana sallayıp telefonu hoparlörden alıp direkt kulağına götürdü. Söylediği her kelimenin, kadının zihninine kazılmasını istiyordu. "Benden daha fazla para veren birini b...