42.Bölüm - Sivri Dişli Leydi

178 25 124
                                    

Merhabalar..

Keyifli okumalar dilerim.

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Bol yorum istiyorum :)


*

Saat henüz erken olduğu için Lale'yle birlikte dinlenmek üzere kulübeye geçmek istemiştik. Deniz bize kulübelerimize kadar eşlik ettikten sonra kapıda bizimle vedalaşıp gitmişti. Lale'yle birlikte kulübemize girip üzerimizi değiştirdikten sonra yataklarımıza girip birbirimize döndük. Bir süre Ender Hoca'yla konuştuklarını anlatan Lale'yle aralarındaki durum üzerine sohbet ettikten sonra birkaç saat uyuyup dinlenmek ve ardından kalkıp Alya ve Can'ın yanına gitmek üzere sözleştik ve alarmımızı kurduk.

Çalışma esnasında fark etmemiş ve kendimi bir kuş kadar hafif hissetmiş olsam da aslında uyuma isteğim vardı. Yatağa girer girmez kendimi gökyüzünden yeryüzüne doğru süzülen bir kuş tüyü gibi hissetmiştim. Aşağıya doğru süzülürken, ne zaman uykuya daldığımı fark etmemiştim bile.

*

Damla:

Kahvaltıdan sonra incelik göstererek bana hazırlanmam ve kendimi toparlamam için bir müddet süre tanıyan Barış, yaklaşık bir yarım saat kadar sonra beni kulübemden alarak yola koyulmamızı sağlamıştı. Ormanın daha önce hiç bulunmadığım dar patikalarında ilerliyor, yer yer önümüze düşen ağaç dallarını kenara çekerek yolu açıyorduk. Ağaçlar ormanın bu kesiminde daha yoğundu sanki.

Barış çıkabilecek herhangi bir tehlikeye mani olabilmek adına önümden yürümek istemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Barış çıkabilecek herhangi bir tehlikeye mani olabilmek adına önümden yürümek istemişti. Ben de itiraz etmemiştim. Arkasından ilerlerken onu incelemek için daha fazla fırsatım oluyordu hem. Şimdi önümden ilerleyen Barış'ın sağı solu gözetleyen dikkatli hareketlerine şaşkınlıkla karışık bir hayranlıkla bakıyor, bir yandan ormanın güzelliklerini inceliyor, bir yandan da sorduğu sorulara cevap vermeye çalışıyordum.

"Demek bir tane kardeşin var. İsmi ne?"

"Evet, adı Emre."

"Kaç yaşında peki?"

"Emre 14 yaşında," deyip gülümsedim. Emre aklıma gelince mutlu olmuş ve onu özlediğimi hissetmiştim. Kardeşimle birbirimize çok bağlıydık.

"Aranızdaki yaş farkı çok fazla değilmiş, bu güzel bir şey olmalı," dedikten sonra önümüzdeki bir dalı kenara çekerek benim geçmem için bekledi yüzündeki sabit ifadeyle. Normalden daha ciddi görünüyordu.

"Evet, güzel bir şey. Birbirimizle çok yakınızdır, hemen her şeyi paylaşırız."

"Öyle mi?" derken tek kaşı havalanmış bana bakıyordu yüzündeki değişik ifadeyle. Bir hinlik gelecekti az sonra, hissediyordum.

Ay IşığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin