Merhaba arkadaşlar. :)
Hikayeye yeni gelenler var, hepiniz hoş geldiniz! :) Biz burada çok güzel bir aile oluşturduk, sizler de içimize girin, aramıza katılın ve birlikteliğin tadını çıkaralım bol bol. :)
Arkadaşlar size bir haberim var, ben Ay Işığı için bir Whatsapp grubu açmak istiyorum, bu nedenle gruba katılmak isteyenler bana özelden mesaj atsınlar.
Hadi o zaman bekletmeden bölüme geçelim. :)
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen! Sizler nasıl ki yeni bölüm bekliyor ve istiyorsunuz, biz yazarlar da bol bol yorum bekliyoruz. :D
İyi okumalar!
*
Bir sonraki gün çalışma masamda oturmuş, araştırmalar sonucu elde ettiğim verileri tekrar gözden geçiriyordum. Derken kapının aniden açılmasıyla yerimden sıçradım.
"Hay babanın şarap çanağı! N'oluyor ya?"
Duygu hiçbir şey olmamış gibi sırıtarak kapıyı kapatıp yanıma geldi ve ne yaptığıma baktı şöyle bir.
"Yine mi çalışıyorsun?"
"Ne yapayım Duygu?"
"Kızım okul bitti, okul! Eğlenelim, tadını çıkaralım."
"Tamam işte, yılsonu partisinde çıkaracağız ya."
"Ya o zamana kadar hiçbir şey yapmayalım mı yani? Valla Doğa'dan bile fazla çalışıyorsun artık ya."
"Eh, ölümden dönen ve başındaki belalardan kurtulmaya çalışan benim, Doğa değil tabii."
Duygu gözlerini devirip, sözlerimi kulak arkası etti.
"Hadi hadi kalk, gidiyoruz."
"Nereye gidiyoruz?" dedim yüzümde anlamaya çalışan çarpık bir ifadeyle.
"Kızlarla anlaştık, Mert ve Yağız da geliyor, ormanda piknik yapmaya gidiyoruz."
"Ne? Kafayı mı yediniz, ne pikniği?"
"Hadi ya, çok eğlenceli olacak!"
"Of ya, Duygu, benim çalışmam lazım."
"1 güncük ara versen ölmezsin. Hadi, kalk."
Beni elimden tutup çekiştirerek yerimden kaldırdı. Hâlâ isteksizliğimi hem vücut dilime hem de yüz ifademe yansıtıyordum ancak Duygu hiç oralı olmuyordu açıkçası. Eh, benim arkadaşım da benim gibi inatçıydı.
Beni dolabın önüne götürüp dolabın içindeki askılıktan hardal sarısı, oldukça beğenerek aldığım elbisemi çıkarıp uzattı.

-Medya: Azra'nın kıyafeti.-
"Al bakalım."
Kaşlarımı kaldırıp Duygu'ya baktım o elbiseyi elime tutuşturmaya çalışırken.
"Bunu mu giyeceğim?"
"Evet! Çok yakışıyor sana!"
"Kızım piknikte neden elbise giyiyorum ya? Pantolon giyeceğim ben, çıkar mısın şuradan lütfen, dolabın önünü meşgul etme," derken Duygu dolabın kapağını paaat diye kapatıp önüme geçti ve ellerini beline koydu.
"Azra Leyla Egeli! Derhal o elbiseyi giyiyorsun! Yoksa seninle okullar açılana kadar konuşmam."
Şok içerisinde Duygu'ya ve onun kaşları çatık sert yüz ifadesine bakıyordum. Bu kıza ne olmuştu şimdi böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
FantasySıradan hayatının ona vermiş olduğu avantajları sonuna kadar kullanarak başarılı bir hayatın merdivenlerini birer birer tırmanıyordu Azra. Genç, başarılı ve oldukça azimliydi. Yetenekleri onu devamlı üstlere taşırken hiç beklemediği bir anda hayatı...