Merhabalar..
Birçok defa söylediğim gibi, beğeni ve yorumlar olması gerektiği gibi değil. Bu konuda hassasiyetinizi rica ediyorum.
İyi okumalar..
*
-Deniz-
Başka bir problem veya sıkıntı meydana gelmeden nihayet o günü sonlandırabilmiştik. Duygu bana gelip böyle bir şey yapmak istediğini ilk söylediğinde çok sevinmiş ve bunun için ne yapabileceğimi, nasıl bir katkıda bulunabileceğimi sormuştum. Yaşadığımız onca sıkıntılı süreçlerden sonra, Azra bunun etkilerini hâlâ ağır bir şekilde yaşamaya devam ederken bunun gerçekten onun için muhteşem bir moral aracı olacağını anlamıştım ki öyle de olmuştu zaten.
Gözlerimle az ileride Azra'nın Berk'le gülümseyerek konuşmasını seyrederken, zihnim ikiye ayrılmış gibiydi. Bir taraf, Azra'nın mutlu olmasından dolayı sevinçli iken, diğer taraf Berk'le aralarında neler olduğunu sorguluyordu. Daha önceden Berk bana Azra'ya yönelik bir ilgisinden bahsetmiş ve onunla çok fazla tartışmamam ve zarar vermemem için üstü kapalı bir şekilde uyarmıştı ancak ben bunun çok da üstünde durmamış, açıkçası önemsememiştim. Fakat şu anda aralarındaki ilişkinin boyutlarının ne olduğunu merak ediyordum.
Ben düşüncelere dalmışken Berk gülerek elini Azra'nın omzuna koydu ve hafifçe sıktı. Ne konuştuklarını duyamıyordum ve bu yüzden hafifçe doğrulup onlara doğru yürümeye başladım. Berk elini Azra'nın omzundan geriye, sırtına kaydırarak hafifçe okşadı ve iyi geceler diledi. Bu hareketi canımı sıkmıştı ve korumacı yanımı harekete geçirmişti. İçimdeki ne olduğunu bilmediğim bir bölge, yer veya taraf bana bir süredir Azra'yı koruyup kollamam ve onu canını sıkabilecek her şeyden uzaklaştırmam için talimat verip duruyordu. Berk benim yakın arkadaşımdı, onu birçok yönüyle tanıyordum ve iyi bir çocuk olduğunu biliyordum. Arkadaşlığımızda hoppa olan taraf bensem, oturaklı olan taraf oydu, bunu da biliyordum. Dolayısıyla Azra'ya zarar verebilecek en son insandı belki de. Ancak yine de Azra'ya yaklaşımında hoşuma gitmeyen, beni rahatsız eden bir şey vardı.
Berk arkasını dönüp benimle karşılaştığında, birden yüzündeki gülümseme soldu. Bunda belki de benim yüz ifademin de etkisi olabilirdi, bu nedenle ifademi düzeltip sabit bir hale getirdikten sonra şimdi artık yanıma gelmiş olan arkadaşıma hitaben, "Azra'yla konuşup geliyorum, birlikte geçeriz yurda," dedim. Berk ise başını sallyarak "Tamamdır, bekliyorum," dedikten sonra az ilerideki devasa çınarın yanına gidip beni beklemeye başladı.
Azra'nın sırtı bana dönük olduğu için geldiğimi göremiyordu fakat ona doğru yaklaşırken, ondan bana yayılan hislerden anladığım kadarıyla gittikçe artan yoğunlukta bir hisler yumağı içini karmakarışık yapıyor ve midesi kasılıyordu. Buna bir anlam verememiştim ancak yine de bu histe oldukça hoşuma giden, tatlı ve insanı okşayan bir hal vardı ve dolayısıyla hissi bir gülümsemeyle kabul ettim.
Azra'nın yanına vardığımda elimi hafifçe koluna koydum ve teninin soğukluğunu fark ettim. Azra hiç şaşırmadı veya arkasından yaklaştığım için korkmadı, o halde bu, ona yaklaştığımı biliyordu anlamına geliyor olabilir miydi? Az önce hissettikleri bununla bağlantılı olabilir miydi peki?
Bu düşünceye hakkım var mıydı bilmiyordum ancak bir şekilde.. oldukça hoşuma gitmişti. Öyle olmasını istemiştim.
Ardından bu düşünceyi kafamdan uzaklaştırdım.
"Üşümüşsün."
Üst kolunda olan elimi hafifçe sıkıp aşağı yukarı gezdirdim. Onu ısıtmak ister gibi.. Azra şaşkınlıkla kolunda bir aşağı bir yukarı giden elime baktıktan sonra gözlerini tekrar bana çevirdi ve kekeleyerek cevap verdi, "E-evet, biraz."
![](https://img.wattpad.com/cover/120054845-288-k49796.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
FantasySıradan hayatının ona vermiş olduğu avantajları sonuna kadar kullanarak başarılı bir hayatın merdivenlerini birer birer tırmanıyordu Azra. Genç, başarılı ve oldukça azimliydi. Yetenekleri onu devamlı üstlere taşırken hiç beklemediği bir anda hayatı...