Selamlaaaar!
Upuzuuun bir bölümle daha karşınızdayım canlarım. Bu aralar bölümleri aralıklı yayınlıyorum farkındayım ancak gerçekten çok meşgulüm arkadaşlar. Yine de bölümleri uzuuun uzun yazarak bu açığı kapatmaya çalışıyorum. :)
Umarım yine beğenerek okuyacağınız bir bölüm olur.
Hadi o zaman, bölüme geçelim!
Keyifli okumalar..
Medya: Lily Allen-Littlest Things
*
Gözümü Duygu'nun çığlığı ile açtım. Vampir reflekslerimle öyle hızlı döndüm ki sol tarafıma, yataktan düşecektim neredeyse. Duygu yatağın içinde dikilmiş, kulağında tuttuğu telefonu sıkıyor ve yüzündeki dehşet ifadesi ile birlikte ileri geri sallanıyordu.
Hemen üzerimdeki çarşafı kenara sıyırdım ve Duygu'nun yatağına koştum.
"Ne oluyor!?"
Duygu korku dolu gözlerle telefonda konuşan kişiyi dinlediği için bana cevap vermedi ve ben de telefonu kapatana kadar beklememin daha doğru olacağını düşünerek sessizlik içerisinde bekledim. Bir 10 dakika kadar daha Duygu'nun 'Nasıl?' , 'Neden?' , 'Hangi hastane?' sorularıyla endişe kat sayım artsa da araya girmedim. Sonunda Duygu telefonu kapattığında hemen atıldım, "Duygu ne oldu?"
Duygu'nun elleri kucağına düştü ve gözlerini kapatıp başını iki yana salladı.
"Babam.."
"Ne oldu Altan Amca'ya?"
"Kaza.."
"Ne?! Ne kazası?"
Duygu'nun yüzündeki korku ve üzüntü dolu ifade sorularımı kesip, ilk olarak onu sakinleştirmem gerektiğini düşündürttü bana. Belli ki kafasını toplayamıyordu. Ayağa kalkarak masaya doğru ilerledim ve ince uzun bardağa biraz su doldurup tekrar yatağa gittim. Yavaşça yatağa otururken suyu Duygu'ya uzattım.
"Duygu, şunu içip bitir hadi."
Duygu otomatik pilota bağlamışçasına söylediğimi ikiletmedi ve elimdeki bardağı alarak içerisindeki suyu bitirdi yavaşça. Bardağı elinden alıp komodinin üzerine koyduktan sonra çarşafı açıp Duygu'nun elini tuttum ve onu yataktan çıkarabilmek için elinden çekerken, "Hadi tatlım, banyoya gidelim" diyerek talimat verdim. Duygu yine ikiletmeyerek benden destek aldı ve bacaklarını sarkıttıktan sonra ayağa kalktı. Bacakları titrediği için başta dengesini kuramasa da elini diğer avcuma alarak sol kolumu beline doladım ve ağırlığının bir kısmını kendi üzerime aldım.
Birlikte banyoya geçtikten sonra elini yüzünü yıkadım ve onu tekrar yatağına oturttuktan sonra pencereyi açarak içeriye temiz hava girmesini sağladım. Ellerimle Duygu'nun yarı terden yarı sudan yüzüne yapışmış olan saçlarını geriye doğru taradıktan sonra, "Daha iyi misin?" diye sordum sakince.
Az sonra Duygu gözlerini açıp derin bir nefes aldı ve başını salladı hafifçe.
"Daha iyiyim, sağ ol."
"Ne oldu? Anlatmak ister misin?"
"Azra.. Babam kaza geçirmiş.."
Duyduğum haberle önce titredim ve vücudum buz kesti ancak bunu mümkün olduğunca Duygu'ya belli etmemeye çalışarak elini sıktım.
"Nasıl?"
"Az önce annem aradı, dün akşam babam işe giderken hatalı dönüş yapan bir araçla çarpışmış."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
FantasíaSıradan hayatının ona vermiş olduğu avantajları sonuna kadar kullanarak başarılı bir hayatın merdivenlerini birer birer tırmanıyordu Azra. Genç, başarılı ve oldukça azimliydi. Yetenekleri onu devamlı üstlere taşırken hiç beklemediği bir anda hayatı...