O kadar uzun bir bölüm oldu ki, bence bölümü 4'e bölüp her hafta bir bölüm okuyabilirsiniz. :D Normalde diğer yazarların toplam en az 3-4 bölümü benim 1 bölümüme denk geliyor galiba :D O yüzden idareli okuyun arkadaşlar :D
🌟Oy vermeyi ve yorumlamayı🌟 unutmayınız lütfen :)
Düşüncelerinizi benimle paylaşın!
🎊Ayrıca herkes GÜZEL BİR YIL dilerim! 🎄 2021 bizlere güzellikler, sağlık ve huzur getirsin :) 🎁 Size upuzuuuuun bir bölüm hediye ediyorum yılbaşı günü için! :)🌟
Kendinize cici bakın.
İyi okumalar..
*
Dün geceki eğlenceden ve Deniz'in kalbimi coşturan mesajından sonra uyumakta epey zorlanmış olduğum için sabah da dolayısıyla uyanmakta zorlanmıştım. Haliyle gözlerim şiş ve kırmızı, yüzüm solgun ve beyaz ve de halsizdim.
"Hortlak olmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştın sanırım Azra."
Doğa'ya ölümcül bakışlarımı çevirdiğimde yüzündeki yayvan gülümseme solmuş, hemen kaçacak delik aramaya başlamıştı.
"Hadi hadi, anlayış gösterin Azra'cığıma biraz. Romantizm prensi onu darmadağın etti, ne yapsın," derken Lale yanıma oturmuş, elini de omzuma koymuştu. "Ama kalk da biraz toparlan bence, epey dağıldın."
"Haklısın," dediğimde sesimin de pürüzlü çıktığını fark ettim. Ayağa kalkıp kendime çekidüzen vermem gerektiğini düşünsem de yerimden kıpırdayamıyordum. Düşünceliydim.
"Ne oldu?"
Damla da diğer tarafıma oturmuş, sorgulayıcı bakışlarını yüzümde gezdiriyordu şimdi.
"Kızlar.."
"Evet?" dediler hepsi bir ağızdan.
"Ben.. Deniz'i çok seviyorum," dedikten sonra üzgün bakışlarımı yüzlerinde dolaştırdım. Hissettiklerim içimi inanılmaz bir coşkuyla kaplıyordu ancak neden kendimi iyi hissetmiyordum?
"E ne güzel işte, niye böyle mutsuz görünüyorsun?" dedi Doğa da yere oturup bağdaş kurarak.
"Bilmiyorum.." derken başımı iki yana sallayıp gözlerimi kapattım. Ardından Damla ayağa kalkıp kolumdan tuttu ve beni de kaldırmak üzere çekiştirmeye başladı.
"Bence kalkıp hazırlan. Bu melankoli sana fazla, bünyen kaldırmıyor artık. Düşün düşün nereye kadar? Hadi hadi."
Aslında haklı olduğunu biliyordum. Son zamanlarda kesinlikle orjinal karakterimden sapmış, bana hiç uymayan şekillerde davranıyordum.
"Ben galiba neden olduğunu biliyorum," dedi Lale sessizce. Hepimiz ona döndük.
"Çünkü Deniz adım atmıyor ama atmasını istiyorsun çünkü sen de atamıyorsun."
Doğa ve Damla'nın yüzünde düşünceli bir ifade oluşurken kendimi daha da kötü hissetmeye başlamıştım. Ben dudaklarımı sıkıca birbirine bastırırken Damla bana dönüp bir şey söylemek üzere ağzını açmıştı ki yüz ifademi görünce şaşkınlıkla bir süre bana baktı. Ancak sonra, "Gerçekten mi Azra? Bu mu? Ama neden? Bu.. çok saçma?"
"Saçma değil. Ben.. ne yapacağımı bilmiyorum! Evet, o Deniz, ondan çekinmiyorum ama.. Onu o kadar reddettim ve tersledim ki, şimdi gidip ona duygularımdan, onu ne kadar sevdiğimden bahsedemem.." derken kendimi o kadar çok iki arada bir derede kalmış hissediyordum ki, hüzünle sağ elimi enseme atıp gözlerimi kapattım. Stresten tüm uzuvlarım ağrıyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
FantasíaSıradan hayatının ona vermiş olduğu avantajları sonuna kadar kullanarak başarılı bir hayatın merdivenlerini birer birer tırmanıyordu Azra. Genç, başarılı ve oldukça azimliydi. Yetenekleri onu devamlı üstlere taşırken hiç beklemediği bir anda hayatı...