31. Bölüm

798 55 144
                                    

''O zaman sakarlığına teşekkür mü etmeliyiz?''

Güldüm. 

''Kaç yaşındaydık sahiden? Sekiz ya da dokuz olmalı,'' dedim hatırlamaya çalışırken. 

''Öyle bir şeydi. O yaz ilk defa bizim yazlığa gelmiştin.'' 

Hatırlayınca hüzünlendim. Gerçekten eğlenceli zamanlardı. 

''İnari sayıyor, saklanın!''

Saklanmasına saklanırdım ama buraları iyi bilmiyordum. Sasuke'nin yardımı için etrafıma baktım. Ama bir kız onu peşinden sürüklüyordu ve o da bir şeyler söyleyip geri dönmeye çalışıyordu. Sonunda pes edip kızla gitti. Gıcık!

İnari saymasını sonlandırmaya hazırlanırken kendimi çalıların içine attım. Sasuke'ye hala sinirliydim. Bu yüzden intikam almak istiyordum. Ama bunun için ilk önce yakalanmalı ve ebe olmalıydım.

Kendimi bilerek dışarı attım. İnari koşarak sobeledi. Beni bulmanın çok kolay olduğu ile ilgili bir şeyler mırıldandı. Daha sonrasında ise benden başka herkesin sobelenmesi için ona yardım ettim. Çünkü İnari'nin gözleri bozuktu... Gözlükleri de yoktu üstelik. 

''Sadece Misaki yakalandı,'' demişti Sasuke'yi sürükleyen Aoi. Saçlarını iki yandan örmüş, pembe bir elbise ve ayakkabı giymişti. 

''Ben sayıyorum,'' dedim ve yüzümü duvara döndüm. Normalden daha kısa sürede bitirdikten sonra bir kaç kişi hariç herkesi sobeledim. Geriye Sasuke ve Aoi kalmıştı. Nereye gittiklerine çaktırmadan baktığım için biliyordum.

Koşarak ağaçların arkasında kalan yere gittim. Hafif bayır olduğu için ben tepede onlar aşağıdaydı. Kız sürekli bir şeyler söylüyordu ve Sasuke'de canı sıkılmış bir şekilde ona bakıyordu.

Şimdi gösteriri-

Ayağa kalkar kalkmaz bağcığıma basmış ve neredeyse uçarak Sasuke'nin üzerine düşmüştüm. Ve evet, ilk öpücüğüm oydu. Ondan sonra Aoi işaret parmağıyla bizi göstermiş ve, ''Onu ben öpecektim,'' diye ağlayarak gitmişti. Bir daha bizimle yıllarca oynamamıştı. 

''Aslında iki haftalığına gelmiştim ama tüm yaz orada kalmıştım."

''Gerçekten çok yapışkansın,'' dedi. Elleri belimdeydi. Böyleyken de bunu söylemesi... 

''Kalmamı İtachi ve Mikoto-san istemişti. Zaten sizde kalmamı hep ikisi teklif ederdi. Doğruyu söyle beni istemiyordun değil mi?'' Gözlerimi kıstım. Bu konuya nasıl gelmiştik bilmiyorum.

''Gerçekten doğruyu mu söyleyeyim?''

''İstemiyordun değil mi?'' dedim kendimi biraz geri çekerken. ''Cidden çok gıcık birisin! Eskidende öyleydin şimdi de öylesin.''

''Bazen istiyordum bazen istemiyordum,'' dedi söylediklerimi yoksayarak.

''Bazen istemiyormuş,'' dedim kafamı iki yana sallayarak. ''Bence İtachi beni, senin sevdiğinden daha çok seviyordu.''

''Kimse seni benim kadar sevemez.'' Yüzüme doğru eğildi ama geri çekildim. Şaşırmıştı. 

''Üzgünüm şu an seni istemiyorum.'' İstemiyormuş! Ben onu en yakınım olarak göreyim o beni istemesin. 

''Ciddi söylememiştim,'' dedi. 

Kollarından kurtuldum ve yerdeki ters dönmüş terliği yerine koydum. Odayı toparlamaya başlayacaktım ki belimden çekti. 

Biraz havalanmıştım. Beni tekrar önüne getirip öptü. Karşılık vermiyordum. Tamam, belki biraz abartmış olabilirim ama abartmadım. Tüm çocukluğumuz beraber geçmişti ve bunun yarısında beni yanında istememiş miydi? Şimdi buraya gelmiş seni benden başka kimse sevemez diyordu birde!

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin