Sasuke'nin cinnet geçirmek üzere olduğu dört günü geride bırakmıştık. Bu süreçte bol bol kötü yemeğe maruz kalmış, sürekli annemin manalı bakışlarına katlanmıştık. Ders çalışırken bile bizi rahat bırakmıyordu. Tıpkı şimdi olduğu gibi gözü hep üzerimizdeydi.
"Gerçekten bu konuyu hiç mi dinlemedin?"
"Dinlemedim."
Sasuke kalemi bırakıp saçlarını geri attı. Geriye giden saçların alnına düşüşünü izledim.
''Neden bu kadar canımı sıkıyorsun?" Dedi.
"Canını sıkıyorsam neden ders çalıştırmaya devam ediyorsun? Beni kendi halime bırak."
Annem televizyon izliyor gibi yapıp bizi izlerken tartışmak istemiyordum aslında.
"Seni çalıştırmaktan bahsetmiyorum. Çalışmaya gayret etmemenden bahsediyorum."
"Tamam, dinliyorum işte." Kalemi tekrar elime aldım.
"Konuşmayayım diyorum ama," dedi annem. "Siz çocuklar çok romantiksiniz."
Sürekli tartışıp duruyorduk ve romantik oluyorduk. Neremiz romantikti merak ediyordum doğrusu.
"O ders çalıştırarak bana, ve bende hiçbir konuyu bilmediğim için ona işkence ediyorum. Gerçekten çok romantik," dedim.
Annem işaret parmağını havaya kaldırdı. "Sasuke kimseye ders çalıştırmayıp sana çalıştırdığı ve sen de baban bile o kadar uğraştıktan sonra ders çalışmamana rağmen Sasuke ile birlikte çalışmayı kabul ettiğin için romantik."
Belki bu doğru olabilirdi. Yani babam görse bunu başardığı için Sasuke'ye ödül falan vermeye kalkışabilirdi. Ama hala romantik değildi.
Sasuke tekrar kitabı önüme itti. Parmağı bir paragrafı işaret ediyordu. "Burayı bilsen yeter," dedi.
Paragrafa döndüm ve kalemle belirli kelimeleri çizerek yavaşça okumaya başladım. Okumam annemin gürültülü bir şekilde, "En sevdiğim dizi," diye bağırmasıyla bölündü. Kafamı, kumandaya uzanıp televizyonun sesini açan anneme çevirdim. Attığım tüm bakışları görmezden geliyordu.
"Devam et," diye emretti Sasuke.
"Odaklanabilirsem edeceğim," diye homurdandım.
Sasuke'yle aramız ders çalışma mevzusu yüzünden biraz soğuktu. Arada başka şeyler de vardı ama annemler olduğu için rahat rahat konuşamıyorduk. Zaten Sasuke çoğunlukla şirkete gidiyordu.
Önümdeki kitabı alıp ayaklandı. Nereye gittiğine baktım. Odasına girdi. Eğer gerçekten sinirlenip ders çalıştırmaktan vazgeçmediyse bunun anlamı odada çalışacağız demekti.
Ayaklandım ve tembel adımlarla onu takip ettim. Odaya girdiğimde çoktan yatağın üzerine kitabı açık vaziyette koymuş diğer köşeye uzanmıştı. Kolunu alnının üzerine koymuştu.
"Başın mı ağrıyor?" Diye sordum yatağa otururken.
Başını iki yana salladı ama ağrısa da söylemeyeceği için inandırıcı olmamıştı.
"Mola verelim," dedim. Onun için olduğunu anlamasın diye ekledim. "Karnım acıktı."
"Ağrımadığını söyledim."
İç çektim.. "İyiliğin için konuşuyoruz." Kaldığım sayfayı açtım. Aramızdaki soğuk savaş sürüyordu anlaşılan.
"Testleri çöz," dedi.
"Emredersiniz," diye mırıldansamda çözmeye başladım.
Soruların hepsi bittiğinde gururla gülümsedim. Uzun zamandır sesi çıkmayan Sasuke'ye döndüm. "Bitirdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...