''Kim kimi kullanmış?'' dedi İno hemen. Sonra ikimizde Shikamaru'ya baktık. Onunla mı alakalıydı?
''Hiçbir şey,'' diye geçiştirmeye çalışsa da Temari'nin bir derdi olduğu belliydi. Onunla daha sonra konuşmak en iyisiydi.
Birden sandalye gürültüsü duyulunca irkildim. Bir adet bıkkın ve aceleci görünen Shikamaru ayağa kalktı ve ilk önce arkasından geçip diğer taraftan Temari'nin kolunu tutup ayağa kaldırdı.
Temari gibi bizde ne olduğunu şaşırmıştık. Shikamaru sandalyenin arkasındaki paltoyu aldı ve bize dönüp, ''Biz kalkıyoruz,'' dedi.
''Onu anladık,'' dediysem de çoktan gitmişlerdi.
Hepimiz şapşal bir şekilde şimdi kimsenin olmadığı kapıya bakıyorduk.
''Bizde kalkalım Sakura-san,'' dedi Lee çoktan ayaklanmışken. Ayrıca her zamanki heyacanlı ve istekli halinde değil ciddi bir şekilde söylemişti. Sakura ilk başta şaşırdı.
''Kendim giderim. Yolunu uzatma,'' dedi hafif huysuz ve ters bir şekilde. Yalnız kalmak istiyor gibiydi.
''Sakura-san, lütfen seni bırakmama izin ver. Konuşmak istediğim şeyler var.''
''Bu akşam iyi hissetmiyo-''
''Lütfen.'' Lee öyle bir bastıra bastıra söylemişti ki ben bile kabul edecektim neredeyse. Tıpkı Shikamaru gibi o da Sakura'nın paltosunu ve çantasını aldı ve Sakura'nın ayağa kalkıp onunla gitmekten fazla şansı kalmadı. Yüzündeki şaşkınlıkla birlikte garip bir ifadeyle yarım yamalak iyi akşamlar diledi ve aynısını Lee de yaptı.
İno, Sai'ya baktı ve ikisi de ayaklandılar. Onlar da iyi aşkamlar dileyip gittiler.
Bu ortam gerçekten garipti. Normalde kendimi en rahat Sasuke'nin yanında hissederken şimdi biraz gergindim. Onunla uzun zamandır birlikte vakit geçirmiyormuşuz gibi hissediyordum.
''Sonunda,'' dedi kafasını geri atarken. Sanki uzun süredir denizin içerisindeymiş ve şimdi kafasını çıkarabilmiş gibi davranıyordu. Güldüm. Her şeye rağmen onunla olmak güzeldi.
Esnedim ve kolumu iki yana açtım. ''Hadi gidelim.''
Başını salladı. O sırada aklımıza dank etti. Hesap bize kalmıştı. Birden saçma sapan kahkaha atmaya başladım. Sinirlerim bozulmuştu ve bu olay gülme krizimi tetiklemişti. Sasuke de gülmeye başladı.
''Kavgalıyız ayağına hesabı bize kitlemiş olmasınlar,'' dediğinde gülmeye devam ettim.
Hesabı ödeyip eve doğru yürümeye başladık. Yakın olması iyiydi. Ayrıca hesaptan sonra taksiye verecek pek paramız kalmamıştı. Ben hala yaşadığımız olaylara gülerken Sasuke'nin beni izlediğini biliyordum.
''İno,'' dedim kahkhalar arasında nefes almaya vakit bulurken, ''Yüz ifadesi! Tanrım!''
Güldüğüme bakmayın gerçekten sinirlerim bozuktu. Bugün çok olay yaşamıştık.
Sasuke kolunu omzuma atınca bende elimi beline doladım. Uykum gelmişti hemen. Esnedim. Sokağımıza döndüğümde açık ışıkları gördüm.
''Anlaşılan İtachi gelmiş,'' dedim. ''Onunla doğru düzgün vakit bile geçiremedik. Üç hafta kalacak olmasını iyi. Yoksa hiçbir şey yapmadan gidecekti.''
Sasuke'nin belli belirsiz onaylama sesi geldi.
''Bir sorun mu var?'' diye sordum.
''İtachi'nin bizde kalmasında hiçbir sorunum yok,'' dedi rahatça.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...