23. Bölüm

798 65 27
                                    

Akina'nın ikram ettiği tüm o şeyleri geri çevirdikten sonra kendimi okul koridorlarına atabilmiştim. Sınıfta bir kaç parça eşyam vardı ama ondan önce tuvalete gidip elimi yüzümü yıkamak istiyordum.

Okulda hala bulunan öğrenciler vardı. Yukarı kattan gitar sesleri geliyordu ve daha demin geçtiğim sınıfta bir kaç öğrenci matematik çalışıyorlardı. İnsanların, özellikle Japon insanlarının bu kadar çalışkan olması hayret vericiydi. 

Telefonumun bilindik melodisi boş koridorda yankılandı. Sasuke olduğunu telefon çalar çalmaz anlamıştım. 

''Efendim,'' dedim ses tonumdaki merakı gizleyemeyerek. Ona eve gitmesini ve Akina ile konuşup geleceğimi sayesinde detaylıca açıklamıştım. Üstelik geç bile kalmamıştım. 

''Misaki,'' dedi. İsmimi duymak biraz tuhaf hissettirmişti. ''Şirkete gitmem gerekiyor. İtachi istedi. Biraz geç gelebilirim. Döndüğünde de evde olmayacağım.''

Bu biraz canımı sıkmıştı. Sasuke'nin evde olmaması sadece gündüzleri katlanabileceğim bir şeydi. Tek olmayı sevmezdim. Ama bu bencilce ve çocukça olacağından onaylayan bir ses çıkardım.

''Kendini yorma.''

''Merak etme. Anahtarı alıyorum, istediğin saatte uyuyabilirsin.''

Anlaşılan oldukça geç gelecekti. Sanki görebilecekmiş gibi başımı salladım.

''Görüşürüz,'' dediğinde karşılık verdim ve telefonu cebime sıkıştırdım. Gerçekten yalnız olmak istemiyordum. Özellikle bugün modumun kötü olacağı tutmuştu. 

Kızlar tuvaletine girince içeride benden başka biri daha olduğunu fark ettim. Kilitli kapılardan biri gürültüyle açıldı ve içeriden Sakura çıktı. Onu görünce şaşırmıştım.

''Ne yapıyorsun burada?'' diye sordum lavaboya yönelirken. 

''Gerçekten soruyor musun?'' diye güldüğünde gözlerimi devirdim. 

''Okulda diyorum. Herkes çoktan gitti.''

''Kulüp ile işimiz vardı,'' dedi. ''Sen neden gitmedin? Sasuke gitti mi?''

Sasuke hakkında konuşunca suyu yüzüme atmayı bırakmıştım ama sonra toparlandım ve son kez yüzüme suyu çarptım. 

''Gitti,'' dedim kısaca. ''Bende bir arkadaşımla konuşuyordum.''

Başını salladı. Sasuke'nin adı geçince ortamı tuhaf bir hava sarmıştı. Kağıt havlulardan bir kaç tane aldım ve ellerimi ve yüzümü kurulamaya başladım. Elini yıkayan Sakura biraz gergin görünmüştü gözüme.

''Sen ve Sasuke...'' Bir süre durdu. ''Bugünlerde ne yapıyorsunuz?''

''Aynıyız,'' dedim söyleyemeyeceğim şeylerin yükünü omzumda hissediyordum. Dikkatlice tepkisine baktım. Sadece başını sallamakla yetindi. Hala ellerine bakıyordu. O anda saklamamam gerektiğine karar verdim. En azından Sakura bunu öğrenmeliydi değil mi?

Aklımdaki, acaba söylersem daha mı kötü olur düşüncelerini bir tarafa bıraktım ve Sakura'ya doğru bir adım attım. 

''Sakura,'' dedim kısık bir tonda. Başımı hafifçe yana yatırmıştım ki tepkisini daha iyi görebileyim. ''Sasuke ve ben... sevgiliyiz.''

Bakışları ellerinden biraz daha yukarıya yöneldi. Elleri durağanlaştı ve biraz tepkisiz kaldı. Sonra yıkama işlemine geri döndü. 

''Bu beklenilen bir şeydi,'' dedi. Sesi çok çok az çıkmıştı. ''Okuldakilere söylesen 'zaten çıkmıyorlar mıydı' diye sorardı.'' Gülümsemeye çalıştığında bu bardağı taşıran son damla olmuştu.

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin