''Onu hala seviyorum mu?''
''Evet, aynen böyle dedi.'' Temari ne söyleyeceğimi bekliyordu. Ama inanın ne diyeceğimi bilmiyordum.
''Ve benden bahsettiğini düşünüyorsun?'' dediğimde bana salakmışım gibi baktı. Hak veriyordum açıkçası.
''Ama,'' dedim artık bir şeylerin ortaya çıkma sırasının geldiğini fark ederek. ''Bana Akina'ya değer verdiğini ve onunla devam etmek istediğini söylemişti.''
''Sasuke ile işleri büyütünce dayanamamış olmalı,'' dedi iğneleyen bir ses tonuyla. Hemen savunmaya geçtim.
''Bir şeyi büyüttüğümüz falan yok.'' Ardından hemen aklıma bugün öpüştüğümüz geldi.
''Ne oldu anlat bakalım,'' dedi hemen.
''Aslında bakarsan... yani... Sasuke beni öpmüş olabilir. Hayır hayır, daha doğrusu karşılıklı bir şeydi. Mes-''
''Öpüştünüz mü!?''
''Ah, evet. Öyle bir şeydi.''
Elleriyle ağzını kapatmış bana şaşkınca bakıyordu. ''İnanamıyorum işler iyice karışacak desene.''
Omuz silktim. Bundan memnun olduğum söylenemezdi.
''Nasıl oldu?'' Gözleri heyecanla parlıyordu.
''Anlatacağımı düşündüren nedir?''
''Hadi ama Misaki!''
Başımı iki yana sallayınca homurdandı. Ama kimseye anlatmayacağımı bildiğinden üstüme gelmemeyi seçmiş olmalıydı.
Kapı hızlı bir şekilde açılınca bunun İno olduğunu anlamak için kafamızı döndürmemize gerek bile yoktu. ''Ne yapıyorsunuz burada? Çok soğuk! İçeri gelin.''
Bu fikre ikimizde oldukça sıcak baktığımız için hemen kalkıp içeri geçtik. Sıcak havanın yüzüme vurmasıyla titredim. Gerçekten üşümüştüm.
Mutfağa girince Kushina-san muzurca beni inceledi. ''Ne konuşuyorsunuz bu kadar zamandır?''
İno, daha fazla bekleyemedi ve Kushina-san'a destek vermek için atıldı. ''Evet, ne konuşuyordunuz? Tanrım! Benden bir şey gizliyorsunuz değil mi?''
''Harika,'' dedim masaya geçerken. ''Şimdi İno'yu taktık peşimize.''
''Ya! Duyuyorum seni farkındaysan.''
''Öyle mi?'' dememe kalmadan buz gibi ellerin kazağımdan içeri, sırtıma doğru girmesiyle çığlık attım. İno şeytanca bana bakarken ıslak ellerini yüzüme savurdu ve oturma odasına kaçtı.
''Seni öldüreceğim Yamanaka!''
Eğer İno'ya gerçekten sinirlenirsem, ona hep soyadıyla seslenirdim. Aslında bazen bu alışkanlığın faydalarını kullanmıyor değildim. Soyadıyla seslendiğimde İno çok korkardı ve ben bazen onun korkmasını izlemek için böyle seslenirdim. Bazen bir cadıya dönüştüğümü biliyordum.
Kushina-san harika kokan yemeği tabaklara koymaya başladığında bizde yardım edip sofrayı hazırlamaya koyulmuştuk. Her şey eski sakinliğini almıştı ve kızlar aralarında bir şeyler konuşuyorlar ve sessizce kahkaha atıyorlardı. Huzurla dolmuştum. Ayrıca Kushina-san bana annemi özetletmişti. Uzun zamandır tam olarak bir aile ortamında değildim. Sasuke'de değildi. Bunun için kendimi mi suçlamalıydım? Sonuçta genellikle bir yuva ortamanı yaratmak kadınların işi olurdu.
Tekrar gözlerimi kaldırıp karşımda yüzünde kocaman gülümsemesiyle yemeklerimizi yememizi izleyen Kushina-san'a baktım. Tam bir anne şefkatine sahipti. Gözlerimiz buluştuğunda yüzü şaşkın bir ifade aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...