Gözlerimi açtığımda hastanede olmayı umdum ama değildim. Yavaşça doğrulup nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Burası Uruchi-obaasan'ın eviydi. Kütüphane olarak kullandığı ufak odada koltuğun üzerindeydim. İçeriden sessiz uğultular geliyordu. Bacaklarımı koltuktan sallandırdım. Ne işim vardı ki burada? Kapı yavaşça açıldı. Sasuke içeri girdi. Anormal olan şey üzerindeki takımdı. Simsiyahtı.
"Uyanmışsın," dedi kapıyı arkasından kapatırken.
"Sasuke..."
Gözlerindeki derin bakış her şeyi anlatıyordu. Yanaklarmdan iki damla yaş süzüldü. "Ne zaman?" diye sorabildim.
Yanıma gelip oturdu. "Sabah altıda."
Göz yaşlarım sessizce yanaklarımdan yuvarlandılar. "Birlikte bir gece daha geçirmek isterdim. Sadece bir gece."
"Törene katılmalıyız," dedi. Kafamı salladım ama ne kalkmaya yeltendim ne de kıpırdadım.
Doğum günüm onun ölüm tarihi olmuştu. Doğum günlerimi nasıl neşe ile karşılayabilirdim?
Misaki istediği için kocaman çikolatalı pasta yaptım!
Sesi kulaklarımda çınlıyordu. Başımı ellerimin arasına aldım. "Biraz burada kalalım, lütfen." Sasuke kollarını etrafıma dolayınca ağlamam biraz daha şiddetlendi. Anılar aklıma doluyordu.
İstediğim gibi biraz öyle kaldık. Güneş ışığı alan minicik odanın her tarafı eski eşyalar ile doluydu. Hepsinin bir hikayesi vardı. Gözlerim açık çekmeceye takıldı. İçindeki fotoğraflar görünüyordu. Ayağa kalktım ve özenle onları kucağıma aldım. Koltuğa koyduğumda ne kadar eski olduklarını gördüm. Çoğunun uçları yıpranmıştı. Aralarında nadiren yeniler bulunuyordu.
Teker teker fotoğraflara bakmaya başladım. Bakarken bir yandan ağlıyordum. Sasuke'nin de eline bir tanesini alıp uzun süre boyunca ona baktığını gördüğümde kafamı omzuna yaklaştırdım. Fotoğraftakiler bizlerdik. Uruchi-obaasan, Teyaki-ojisan, Sasuke ve ben. Uruchi-obaasan ve Teyaki-ojisan ufak, ikili koltukta yanyana oturuyorlardı. İkisi de neredeyse kahkaha atacakmış gibi duruyorlardı. Sanki birazdan beyaz saçlı kız meyve suyunu siyah saçlı oğlanın başından aşağı dökecekti ve tüm evi inleten kahkahalar duyulacaktı.
Burnumu çekerken gülümsedim. ''Beni kızdırmayacaktın,'' diyebildim.
''Senin hakimiyetinin geçtiği zamanlardı. Yaklaşık beş dakika sürmüştü.'' Sesi sakindi ama hala alay kırıntılarını duyabiliyordum.
Kaşlarımı çattım ama bir şey söylemedim.
Bir müddet daha fotoğrafa baktık. ''Onları alalım,'' dedim. Sasuke kafasını bana çevirdi. ''Hepsini alabileceğimizi sanmıyorum. Diğer yakınları da almak isteyeceklerdir.''
Onları nasıl kurtaracağımı düşünürken yardım, tıpkı red gibi Sasuke'den geldi. ''Bizim de olduklarımızı ve bir kaç tek fotoğraflarını alabiliriz.'' Hevesle fotoğrafları seçmeye başladım. Bunları, en azından o fotoğrafı evin bir köşesinde istiyordum...
***
Yazarın Açısından
Mieko ortamın kocasını yumuşatacak kadar rahat olmasına ekstra özen gösteriyordu. Misaki'nin ne kadar zor günler geçirdiğini biliyordu. Birde Uruchi-san ölmüştü... Eğer Kiyoshi ona böyle baskı yapmaya devam ederse Misaki'nin bir delilik yapacağına emindi. Bu yüzden onun yerine Mieko yapacaktı. Kocasından Misaki'nin Sasuke ile kalması için izin alacaktı. Aslında Mieko bu konuda kendine çok güveniyordu. Dün bunu hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanficGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...