42. Bölüm

700 38 129
                                    

Üstüme rahat bir kazak geçirdiğimde artık hazırdım. Biz bizdeydik nasıl olsa, özenmeme gerek yoktu. Saçlarımı at kuyruğu yapıp odamdan çıktım. 

Sasuke aynı anda mutfaktan çıkmıştı. Üzerinde paltosu vardı. Bana bakıp hazır olduğuma emin olunca, "Hadi gidelim," dedi.

Başımla onayladım. Evden çıkıp arabaya bindiğimiz an soğuktan titremeye başladım. Sasuke klimaya uzandı ve otoparktan çıktı.

"Yürüyerek gitseydik diye düşünüyordum ama bu soğukta," dedim ve titriyormuş gibi yaptım.

"Uzun zaman sonra ilk defa hep birlikte olacağız," diye konuşmaya devam ettim. Daha çok kendi kendime konuşuyor gibiydim. "Sakura doktor olmak istiyormuş. Harika değil mi?"

Sasuke sadece yola odaklanmış gibi görünüyordu. "Neji bile geliyor. Düşünsene eğlenceyi." Güldüm. Daha sonra cevapsız kalmak canımı sıktığı için sustum.

"Ne oldu?" Sasuke'nin sesiyle ona döndüm. Başımı iki yana salladım. "Bir şey olmadı."

Uğraşacak gibi oldu ama sonra vazgeçti. "Dağıtmak yok," dedi.

"Ne zaman dağıttığı mı gördün? En fazla sızar kalırım." Anılarımı hatırlayınca güldüm.

"Bana bela olacağın kesin."

"Ben ve bela mı? İki kelime ancak bu kadar alakasız olabilirdi.'' 

Yola bakmaya devam ederken gözlerini devirdi. Bu sırada zaten bize yakın olan İno'nun evine gelmiştik. Şirin bir evdi. Üç katlı, bembeyaz evin her yerinden renkli renkli çiçekler fışkırıyordu. Bir çiçek bahçesinden farklı değildi. Beyaz parmaklıkları olan bahçe kapısının zilini çaldık. Evde gerçek anlamıyla kimse olmayacakki İno ev terlikleriyle koşup kapıyı açtı. 

''Çok soğuk,'' derken bir kandan zıplayıp duruyordu. İno bile sade giyinmişti. Kimsenin özenecek havası yoktu ya da gerçekten biz bizeyiz diye böyle yapıyorduk.

Üçümüz mükemmel bahçeden geçip eve girdik. Eve girince tüm kaslarımın gevşediğini hissettim. İno'yu kapıda beklemek bile donmama sebep olmuştu. Montumu çıkarıp Sasuke'ninkiyle birlikte astım. İçeride sadece Naruto vardı. Ayaklarını sehpaya uzatmış aydınlık ve şirin salonda televizyon izliyordu. Sasuke'nin arkasından odaya girdim. 

Naruto ayağa kalktı ve hızlıca koştu. Ne olacağını korkarak izledim. Ne yapıyordu bu manyak? Sarı saçları salına salına Sasuke'nin yanından ışık hızıyla geçti ve bir kaç adım gerilememe sebep olacak şekilde bana sarıldı. 

''Naruto... nefes...'' 

''Misaki! İyi misin? Uzun zamandır görüşmüyoruz. Toparladın mı kendini?'' Nefes almadan konuştuğunda elimle sırtını patpatladım. 

''İyiyim ama biraz daha böyle sıkarsan ciğerlerimin suyu çıkacak.''

''Doğum gününü bile birlikte kutlayamadık.'' Beni dinlemeden sarılmaya devam ediyordu. Üzgünce iç çektim. ''Önemli değil, bir daha ki sefere.''

''Bence bu kadarı yeterli.'' Gözlerimi kumandayı eline almış ve bizi hiç umursamıyor gibi görünen Sasuke'ye çevirdim. Hem umursamıyor hem umursuyor? 

''Sen sussana Sasuke!'' Naruto ona bağırdıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etti.

''Sana hediye almıştım oysa ki!''

Sarılmayı kesip yüzüne baktım. ''Hediye mi?'' 

Heyecanla başını salladıktan sonra bir şeyler söyleyip yukarı fırladı. Anladığım kadarıyla hediyesini getirmişti. Yine de unutmamasına sevinmiştim. Hediyeyi kesinlikle gerekli görmüyordum ama bu Naruto'ydu. Bir şey aklına gelmiş olmasa bu kadar heyecan yapmazdı. 

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin