''Neden kapanmıyor bu!'' Üstüne çıktığım bavulun fermuarını son kez kapatmaya çalıştım. Sasuke çoktan valizini hazırlamış laptopu ile ilgilenmeye başlamıştı. Ben ise salonun ortasında bavulumu kapatmaya çalışıyordum.
Derince nefes aldığını duydum. Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana yargılayan bakışlarını fırlatıyordu.
''Kıyafetlerini katlamayı dene.''
İtirazlar eşliğinde kendimi halıya bıraktım ve tatilden vazgeçmeyi düşündüm. Yerde yuvarlanıp dururken zilin, sessizliği bir bıçak gibi delen sesini dinledim. Yüzüm halıya dönük olduğu için boğuk çıkan sesimle, ''Bakar mısın?'' diye sordum Sasuke'ye.
Sesimi taklit ederek, ''Bakar mısın?'' dedi. Umursamadım.
Kafamı kaldırıp kapıya baktım. Sasuke kapıyı açar açmaz içeri birileri fırladı.
Başı çeken İno ile birlikte neredeyse herkes gelmişti.
''Biz geldik!''
İno beni ve bavulu görünce hemen koştu ve bavulun üzerindeki bacağımı kenara fırlatarak, ''Ne aldın yanına?'' dedi. Ona açmamasını söyleyecektim ama artık çok geçti. Yarı kapanmış fermuarı açar açmaz eşyalar etrafa saçıldı. Kendimi dondurması elinden alınmış çocuk gibi hissediyordum.
''Neden katlamadın?'' dedi hemen.
''Çünkü bu çok zahmetli,'' dediğimde Shikamaru ile yumruklarımızı tokuşturduk. Naruto mutfağa gitmiş, diğer herkes koltuklara yayılmıştı.
''Hep birlikte mi gideceğiz yani?'' dedim cevap çok açıktı. Yoksa neden böyle gelsinler. Ama işte ortamda gergin bir hava vardı. Nedenini bilmiyordum.
''Fikir ben ve Naruto'dan çıktı,'' dedi İno.
''Şaşırmadım.''
Lee'yi Sakura'ya bakarken yakaladım. Aynı şekilde Temari de Shikamaru'ya bakıyordu. Gerginliğin sebebi çok açıktı aslında. Herkesin birbirine söyleyecek çok şeyi vardı.
Kazakları olabildiğince bavula sıkıştırdım. En iyisi bunları gidip odamda toparlamaktı. Ya da işi Temari'ye TenTen'e falan kitlerdim. Dengesiz bir şekilde ayağa kalktığımda, düzeltmek gerekirse kalkamadığımda birinin kolumdan ve belimden tutmasıyla son anda kazayı sadece bavulum geçirmiş oldu.
Sasuke ile göz göze geldik. ''Teşekkürler,'' dedim sessizce. Bir şey demedi ve kolumu bıraktı. Diğerlerinin bakışlarını üzerimizde hissediyordum. Zaten onlara bir şey söylemediğim için içim içimi yerken bakışları hiç yardımcı olmuyordu.
Naruto'nun mutfaktan çıkıp, ''Ramen yapacaktım ama-'' deyip saçını karıştırmasıyla ilgimi oraya yönelttim. Sırıtıyordu ama sırıtma 'lütfen beni affet Misaki-chan!' diye bağırıyordu resmen.
''Ya! Mutfağıma ne yaptın?'' Onun üzerine yürürken geri çekiliyordu.
''Gerçekten bir şey yapmadım.'' Ellerini hızlıca salladı.
''Naruto!''
Önümü Hinata'nın kesmesiyle durdum. ''B-ben hallederim Misaki-san. S-sen bavulunu hazırla.''
Bir Hinata'ya bir Naruto'ya baktım. Naruto sırıtmayı bırakmış ciddi bir şekilde Hinata'ya bakıyordu.
Pes ettim. ''Tamam.''
Geriye döndüm ve bavulu odama taşıdım. Bu sırada içerideklerden çıt çıkmıyordu ve bu beni korkutuyordu. İno bir kaç bir şey söyledi ama kimseden ses soluk gelmeyince o da vazgeçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...