Sabah uyandığımda sanki vücuduğumu yatağa yapıştırmış gibiydiler. Hiçbir yerimi kıpırdatacak halim yoktu. Yerimden yuvarlandım ve alarmı kapattım. Okula kesinlikle gitmek istemiyordum ama saklanmakta istemiyordum. Ne olacaksa olup bitmeliydi.
Her zamankinden yavaş bir biçimde hazırlanmayı bitirdim ve odadan çıktım. Sadece okula giderken değil odamdan çıkmak için bile cesarete ihtiyacım vardı. Gözlerim Sasuke'yi aradı. Onu mutfağa girince gördüm.
''Geç kalıyoruz,'' dedi ve elindeki sandviçi ağzıma tıktı. Konuşamadığım için sadece kafa salladım. Yanımdan geçerken omzumdaki çantayı kaptı. Buna da itiraz edemiyordum çünkü daha demin ısırdığım büyük lokmayı yutmaya çalışmakla meşguldüm. Peşinden gittim ve kapının orada ayakkabısını bağlarken onu izledim.
İşte bu onu sevme nedenimdi. O bir şeyler için beni zorlardı ama beni en iyi anlayan oydu. En yakınım olmasının sebebi buydu.
''Öyle bakmayı kes de ayakkabılarını giyin. Hem bu hırkayla mı geleceksin sadece?'' dedi çekeceğini bana doğru tehditkar bir şekilde sallarken. İlerledim ve yanına geldim.
''Sana bağırdığım için üzgünüm,'' dedim.
''Tabii üzgün olacaksın!'' dedi sahte bir kızgınlıkla.
''Ha?'' Önemli değil gibi bir şey beklediğim için, hayır, ciddi bir konuşma beklediğim için böyle deyince şaşırmıştım. Ben aptal aptal bakınırken sırıttı ve ellerini saçlarımın arasına attı.
''Sadece burada olduğumu bilmeni istiyorum. Ne olursa olsun.''
''Tamam,'' dedim gülümsediğimi belli etmemeye çalışırken. Onun yanında rahat hissediyordum.
Bugün okula yürüyerek gideceğimiz için biraz erken çıkmıştık. Çantam Sasuke'de olduğu için salına salına yürüyordum.
''Bugün, çıkışta sana bir sürpriz var,'' dedi.
Arkamı döndüm ve kaşlarımı kaldırdım. ''İpucu?'' dedim direkt.
''Söyleyemem.''
''O zaman bir sürpriz olacağını da söylemeseydin ve merak etmeden mutlu mesut yaşasaydım!'' Kızsamda beni sallamadığı için eforumu harcamak istemedim ve sustum. Sasuke bir şeye sürpriz diyorsa bu gerçekten iyi bir şeydir.
Okula girdiğimizde anında İno yanımızda bitti.
''Ne yapıyorsunuz kumrula-''
''Ah, o Sai mi?'' dedim ileride bir yerlere bakarak.
''Hani nerede?'' dedi avını arayan bir avcı gibi bakarken. O sırada çoktan yürümeye devam etmiş ve onu arkada bırakmıştık.
''Ya, siz!''
Onu dinlemeden diğerlerinin yanına gittik. Hepsi hararetli bir şekilde konuşuyorlardı.
''Ne oluyor burada?'' dedim Choji'nin yanına geçerken.
''Shikamaru'ya aşk mektubu veren kız hakkında konuşuyoruz.''
Shikamaru'ya... Aşk... Mektubu...
''Hadi canım! Nerede?'' dedim heyecanla. Sakura bana ileride, bize, daha doğrusu Shikamaru'ya, cilveli bir şekilde bakan kızı gösterdi ve gülmeye başladı. Çünkü Shikamaru sıkıntıyla ellerini alnına götürmüş öylece oturuyordu. Bende gülmeye başladım.
''Çıkmalısınız!''
Ensemdeki ellerle ne olduğunu anlamadan kendimi sürüklenirken buldum.
''Nereye Temari?!''
''Hey, sürükleme beni!''
Sonunda bir ağaca yapışınca sinirli bir şekilde ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...