Okulun kapısında bizi bekleyen Naruto'yu gördüğümde kollarımı kocaman açtım ve bana sarılmasını beklemeye başladım. Yüzündeki aptal gülümsemeyle itiraz etmeden hemen bana koşup sarıldı.
''İkiniz uzun zamandır yoksunuz. Cidden İspanya'da bu kadar uzun kalmak zorunda mıydınız?'' Naruto söylenmeye başlamıştı bile. 'Sana böyle olacağını söylemiştim' bakışlarımı Sasuke'ye atarken bir yandan Naruto'ya sarılmaya devam ediyordum. Sasuke ise bizi umursamıyordu. Ah, bu çocuk.
''Yapacak bir şey yok. Ailelerimiz ordaydı ve biz onları uzun zamandır görmüyorduk,'' diye kestirip attı.
Evet, Sasuke ve benim ailem birbirlerine çok yakınlar. İlk başta ortaklar bir kere. Annem ve onun annesi lise arkadaşları ve bir saniye bile birbirlerinden ayrılmazlar. Babalarımız ise ortaklıkla birlikte oldukça büyüttükleri şirketlerini yönetirken aynı zamanda gezip duruyorlar. Yeni durakları ise İspanya. İşlerden dolayı Japonya'ya gelemeyecekleri için biz onların yanına gitmiştik. Sadece yaz tatilinde orada kalacaklarını düşünmüştüm ama bunun daha uzun süreceğini söylediler. Ve yalnız kalmamam için Sasuke'nin yanına taşınmam gerektiğini... Benim için sorun yoktu. Zaten sürekli beraberdik. Ama içimi kurcalayan ve benim bile inanmadığımı şeyler vardı ve bu beni rahatsız ediyordu. Başımı iki yana salladım ve önümde yürüyen ikiliye yetiştim.
''Bugün kalan son eşyalarımı almam gerek,'' dedim Sasuke'nin çantasını hafifçe çekiştirerek.
''Ne yapmamı istiyorsun baş belası?''
''Ya! Araban lazım ve bil bakalım kim araba kullanamıyor?''
Okula girmiştik. Naruto gördüğü kişilere el sallarken ben Sasuke ile uğraşıyordum.
''Sende otobüsle hallet işini,'' dedi bana bakmadan.
''Beni sinir ediyorsun Sasuke! Nasıl onları taşıyayım.'' Bahçenin ortasında durmuş onun okul binasına gidişini izliyordum, ''Tamam! Gidip kendim alırım.''
Ne gıcık ama. Sonunda dayanamayıp peşinden koştum.
''Lütfen ama!''
Neden böyle olacağı tutmuştu bu çocuğun?
Hafifçe başını sağa çevirdi ve bir yeri işaret edip bana döndü.
''Gidip eski sevgilinle falan konuşsana sen. Neden benimle uğraşıyorsun?''
Gösterdiği yere baktım. Gaara... Buna kendimi alıştırmıştım bu yüzden tekrar Sasuke'ye döndüm.
''Konumuz bu değil. Beni eve götüreceksin ya da arabanı alır ben giderim.'' Son sözümü söyleyip yemekhanenin bahçesine yöneldim.
Bizim grubu görünce gülümsedim ve yanlarına gittim.
''İkna edebildin mi Sasuke'yi?'' dedi Shikamaru. Bizi duymuş muydu?
''Bilmiyorum.'' Dudaklarımı büzdüm ve Hinata'nın yanına oturdum.
''Nasılsın Hinata?''
''İ-iyiyim Misaki-san. Sen?''
''Sayılır.''
Biz konuşmaya dalmışken Naruto, Hinata'nın önündeki keki gösterdi.
''Bunu yiyor musun?''
''H-hayır. Lütfen sen ye.''
Naruto büyük bir keyifle keki ağzına tıkıştırdı. İç çekerek ona baktım. Yanında Hinata gibi bir kız vardı ve onun ilgilendiği şey kekti. Elden bir şey gelmez.
''Hadi sınıflarımızı öğrenelim,'' dedim. Ben kalkarken Shikamaru'da benimle kalktı.
''Biz baksak yeterli. Siz oturun,'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...