Kızlar fısıldaşarak (!) koridordan çıktılar. Boynumu bir o yana bir bu yana büktüm. Aynı zamanda parmaklarımı çıtlatıyordum. Göz ucuyla Gaara'ya baktım. Nasıl tepki verdiğini merak ediyordum. Ama yüzünden bir şey anlaşılmıyordu. Bir müddet daha koridora baktıktan sonra tekrar bana döndü.
''Saat altıda.''
''Tamam,'' dedim. ''Öldürmem gereken biri var da acele gitmem lazım.''
Bir şey demedi ki zaten vakit bırakmamıştım. Anında hızlıca yürümeye başladım. Bizimkiler çıkmadan onları yakalamalıydım. Koridordan, Gaara'nın görüş açısından, çıkınca merdivenleri hızla inmeye başladım. Nefes nefese bahçeye çıktım. İleride, kapının orada bizimkiler vardı. Ayrıca İno da...
Adımlarımı hızlandırarak yanlarına gittim. İno'nun arkasını dönük olmasını fırsat bilerek kolumla boynunu yakaladım.
''Ne oluyor!?'' diye bağırınca herkes bize baktı. Kolumun arasında debeleniyordu ama bu onu daha çok yormaktan başka bir şey yapmıyordu.
''Sen okula ne saçmalıklar yaydın?''
''Ne yaymışım?'' dedi yapmacık ve kesik kesik bir kahkaha atarken.
''Salağa yatma!''
''Ne be? Sevgili değil misiniz Sasuke ile işte!'' diye savunmaya geçti. Bu sırada tüm grup ağzı açık bize baktı. Sasuke de ise tek bir tepki yoktu. İno'yu bıraktığımda eğilip nefesini düzenlemeye çalıştı.
''Değiliz aptal!'' dedim. Herkes yürümeye başladı. Ben de dahil.
''Size zaten her zaman sevgili derlerdi. Neden bugün bu kadar taktın?'' dedi Sakura. Saçlarımı topladım.
''Çünkü o zaman-'' Söylememeye karar verdim. Yanımdaki Sasuke'nin iç çekişini duydum.
''O zaman ne? Gaara yoktu o zaman öyle değil mi?''
Ne alakası vardı şimdi? Beni dinlemeden ilerlemeye kalkışıyordu ki kolunu tutup onu yavaşlattım.
''Sadece düşünmek istediğin gibi düşünmeyi kes.''
Kolunu bıraktım ve başka bir şey söylemeden arabanın oraya geldik.
''Görüşürüz millet,'' dedim az çıkan ses tonumla. Temari ve Sakura anında yanımda bittiler.
''Haftasonu Sakuralarda buluşuyoruz unutma,'' diye fısıldadı Temari. Sakura kafasıyla onayladı ve bir şey tembihler gibi işaret parmağını havaya kaldırdı. ''Hinata veya Naruto'ya bir şey söylemek yok!''
''Tamam tamam, siz şu sarışını düşünün!'' dedim İno'yu kastederek. Sakura gözlerini devirdi. ''En çok ondan endişeliyim ya!'' dedi. Hepimiz güldük.
İno oradan, ''Bana bakıp gülmeyin!'' diye cırladı.
''Her neyse görüşürüz. Seni ararım,'' dedi Temari ve diğerleri ayrıldılar. Arabaya bindim. Arabada ölüm sessizliği olduğu için kıpırdamaya bile korkuyordum. Eve o kadar hızlı gelmiştik ki, sabah okulumuza yetişmek için sürdüğüden bile hızlı sürmüştü.
Yine sessizce odasına girdi ben de saat dört buçuk olduğu için biraz evi toparlamaya karar verdim. Hem kafam dağılırdı. Üstümü başıma rahat bir şeyler giyip oturma odasını ve mutfağı temizlemek için işe koyuldum.
Elimdeki bezle tezgahı silerken odamdan telefonumun sesi duyuldu. Koşa koşa almaya gittim. Annem arıyordu.
''Anne,'' dedim hemen.
''Nasılsın tatlım?''
''İyiyim, sen?'' diye sordum, bütün gün oradan oraya gezip keyif çattıklarını bildiğim halde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...