Sasuke'nin Açısından - 1

751 47 49
                                    

Şimdi size söylemiştim sonlara doğru Sasuke'nin ağzından yazacağım diye. Sakin :3 Şöyle yapmaya karar verdim. Böyle ara sıra geçmiş bir kaç bölümü Sasuke'nin ağzından anlatacağım. Mesela aşağıda ilk beş bölümün bazı kısımlarını Sasuke'nin açısından anlattım. Sasuke'nin ağzından daha komik oldu :'D Birde o aşık olan taraf olduğu için daha bir aşk dolu oldu sanki '-' Aşk dolu? Komik? Sasuke? dediğinizi duyar gibiyim...

Ve ben işsiz değilim tamam mı? Boş boş evde oturup bölüm hiç yazmıyorum hele! 

Kırmızı gözlerini gözlerime diktiğinde bir şey geliyor diye düşündüm. Sabah ona yardım etmeyeceğimi söylediğimde her zamanki gibi işi basit tartışmalarımıza dönüştürmüştü. Onun benimle kalmasını istiyor muydum? Kısaca söylemek gerekirse; Evet. Ama onun Gaara'yı tam olarak atlattığına emin olmak istiyordum. Üstelik evime gelmesi demek yaklaşık bir senedir ona aşık olmamın daha fazla gizli kalamaması demekti. Her sabah kalktığımda dağınık saçlı, uykulu bir yüz. Tabii, kesin saçma platonik oyunuma devam edebilirim.

''Bu sene aynı sınıfta değiliz,'' dedi. Aynı evde kalacaktık aynı sınıfta olup olmamamız önemli değildi.

''7/24 seni göremem zaten,'' dedim. Yüzünün aldığı şekil ne kadar bozulduğunu gösteriyordu.

Öndeki sandalyeyi alıp ters çevirdi ve oturdu.

''Neyin var bilmiyorum ama şöyle yapmayı kes. Eğer seninle yaşamamı istemiyorsan bunu en başından söyleyebilirdin. Hatta istemiyorsan hala şansın var.'' 

Gerçek anlamda bozulmuştu... Bir şey söylemedim. Yüzü gerginleşti ve kalkıp gitti. Ne bekliyordu ki bu kız? Onu istemesem olay buraya kadar gelmeden reddederdim. Ona karşı lütfen evime taşın mı diyeceğim? Yapma Misaki.

Ne düşünürsem düşüneyim onun yanımda olmasını istemediğimi düşünmesine izin veremezdim. O çatlak anında vazgeçerdi ve gidip başka biriyle kalırdı. 

Okul çıkışında sakin adımlarla sınıfına yöneldim. Bir müddet kapıya dayanıp onu izledim. Suratı beş karıştı. ''Hinata?'' diye sordu. 

Güldüm. ''Hinata'ya mı benziyorum?'' 

''Çok fazla,'' dedi soğuk bir tonda. Eşyalarını çantaya yerleştirmeyi bitirdiğinde çantasını elinden kaptım. 

''Eve gidiyoruz değil mi?'' diye sorsam da onu dinlemeden kapıya yöneldim. Her türlü takip edecekti.

''Kendim halledebilirim,'' dedi sessizce. Ya tabii diye düşündüm. Sonra önümüzdeki elli yıl bunu hatırlatmanı çekerim.

''Çocuk gibi davranmayı kes. Gidiyoruz işte.''

''İstem-''

''Eğer uslu durursan sana dondurma alırım,'' dedim gülerek. Anında yumuşadı. Tam bir çocuk...

''Önümüzdeki hafta ne zaman istersem.'' Hala pazarlık peşindeydi. ''Tamam tamam,'' diye onayladım.

Adım sesleri yaklaştı ve sonunda ellerini saçlarıma geçirdi. Saçlarımı karıştırırken, ''Şunu yapmayı kes,'' dedim. Yanağını çektiğimde elimi ısırmaya çalıştı. 

O sırada kızıl herif önümüzdeki koridordan geçti. Misaki ellerini çekip boğazını temizledi. Onun görmesini falan istemiyordu anlaşılan. Nede olsa eski sevgilisi değil mi? Hatta belki hala seviyordu. 

Sesimin sinirli çıkmasına engel olamayarak, ''Gaara'nın hala üzerinde böyle etkileri var mıydı?'' diye sordum. Gözlerimin içine baktı. 

''Onun hiçbir zaman üzerimde böyle bir etkisi yoktu.''

Olmasa iyi olur.

***

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin