Pişmanlık duygusu dünyadaki berbat hislerden sadece bir tanesiydi.
Evet, pişmanım. Sasuke'yi öptüğüm için. Hayır, onu öperken böyle hissettiğim için. Şimdi sadece bir nefes ötedeydi ve ne halt edeceğime dair hiçbir fikrim yoktu.
Tepki gelmeyince gözlerimi gözleriyle buluşturdum. En azından bunun için çalıştım çünkü tekrar dudaklarımda dudaklarını hissedince bu pek mümkün olmamıştı. Eliyle çenemi tutuyordu ve benim öptüğüm aksine daha sert öpüyordu.
Hatta sanki biraz dozu kaçırmıştık. Neden böyle olmuştu? Daha öncesinde Gaara ile defalarca öpüşmüştüm. Ama hiç bu kadar tutkulu olduğumuzu hatırlamıyordum. Onda sadece midemde bir şeyler kıpırdarken şu an tüm bedenim alevler içerisindeydi ve kendimi ister istemez ona karşılık verirken buluyordum.
Sasuke bana doğru adım atmaya başlamıştı ve ben geri çekilirken masaya dayanmış ve üzerinde bulunan şeyleri elimle bir güzel devirmiştim. Bir şeylerin kırılmasıyla kendime geldim.
Tanrı aşkına ne yapıyorduk böyle? Okulda! Durmalıydık.
Sasuke'nin durmasını sağlamak için ellerimi omuzlarına koymam yetmişti. İtmeme bile gerek kalmamıştı. Sanırım o da benim gibi yaptığımız şeyin pek doğru olmadığını biliyordu.
Alnını alnıma dayadı. Açıkçası nefes nefeseydik ve ben utancımdan yüzümü bile kaldıramıyordum. Bırakın yüzümü kaldırmayı gözümü bile açamıyordum.
''Misaki,'' dedi sessizce.
Cevap verecek cesareti kendimde bulamıyordum. Cevap vermemi beklemediği için minnettardım.
''Yaptığın şeyden pişman olmanı istemiyorum. Beni mutlu etmek istiyorsun biliyorum ama bunun yeterli olmayacağını ikimizde biliyoruz.''
Ne diyeceğini merak ettiğim için sonunda gözümü açıp gözlerine baktım. Gerçekten şu an bayılabilirdim. Ama yine de o Sasuke'ydi. Bakışları biraz daha iyi olmam için yeterliydi. Devam etmesi için başımı salladım. Şu an bir yargıya varmak istemiyordum. Bu şekildeyken değil.
''Bugün İnolarda kal ya da ne bileyim Naruto'da falan. İyice düşün.''
Gülümsedim. O gerçekten çok iyiydi. Ve kesinlikle haklıydı. Birileriyle konuşmak ve Sasuke'nin aklıma karıştırmayacağı bir yerde kalmak iyi olurdu. Kushina-san ile konuşmanın iyi bir fikir olacağını düşünüyordum.
''Tamam,'' dedim. Onayı aldıktan sonra o da gülümsedi ve geri çekildi.
''İtachi bugün de evde olmayacak,'' dedi kapıya yönelirken ve kulpu tutup kapıyı açtı. Tam çıkacakken bana döndü ve sırıttı. Daha deminki anlayışlı gülümseme yerini şeytani bir sırıtışa bırakmıştı. ''Aynı evde kalmamız iyi olmazdı.''
Masadan kaptığım ilk şeyi ona fırlatsamda çoktan kapıyı kapatmış ve gitmişti.
''Sen bir sapıksın!''
Boşluğa bağırdıktan sonra nefesimi verip güldüm. Her zaman beni gıcık ediyordu.
***
''Bu kızlar partisi çok iyi bir fikirdi!'' dedi Kushina-san kendi ile övünerek. Açıkçası Minato-san ve Naruto için üzülüyordum. Benim gelmek istediğimi öğrenince Kushina-san heyecanlanmış ve onları şehrin dışındaki kışlık evlerine tatile göndermişti. Daha sonrasında ise geldiğim gibi beni yanına almış mutfağa götümüştü.
Kushina-san da bizi küçüklükten beri büyüten annelerden biriydi. Bizimkiler İspanya'ya gidince biraz yanlız kalmıştı ama tabiki sıcak kanlılığıyla çoktan bir çok kişiyi kendine bağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...