2. Bölüm

1K 88 36
                                    

''S-sen az önce ne yaptın?!'' İşaret parmağımı ona tutmuş şaşkınlıkla bakınıyordum.

Sasuke ile çok yakındık. Bu doğru. Ama daha önce hiç böyle bir girişimde bulunmamıştı. Ne içindi ki bu! Garip duygular içerisinde cevap vermesi için ona bakıyordum.

''Seni öptüm.'' 

Elindeki kumandayı aldım ve diğer koltuğa fırlattım. Bu bana bakmasını sağlamıştı en azından. 

''Onu bende biliyorum! Doğru düzgün bir şey söyle,'' dedim büyük ihtimalle kıpkırmızı olmuş yüzümle.

Kafasını arkaya attı ve iç çekti. ''Bunu yapmamalıydım. Verdiğin şu tepkiye bak.''

Tabiki yapmamalıydın! Hem ne tepki veriyormuşum? Ne yapmamı bekliyordu hiçbir şey olmamış gibi davranmamı mı?

''Bir şey söyle yoksa sürekli sorup duracağım.'' Israrcı tavrımı bozmadan sorgulamaya devam ediyordum. 

''Biraz sabret,'' dedikten sonra ayağa kalktı. İlk mutfağa gitti ve sonra, ''İyi geceler,'' deyip odasına geçti.

Şaka yapıyordu. Kesinlike bu rahatlığının başka açıklaması olamaz!

Ama 'biraz sabret'te ne demek? Açıkçası soruma 'Çok abarttın alt tarafı bir öpücük' gibi bir şeyle karşılık vereceğini düşünüyordum. Böyle olsa yine de garip olurdu ama en azından o kadar büyütülecek bir şey olmazdı. Bu konuyu oturup adam gibi düşünmeye ihtiyacım vardı. Kaçırdığım çok şey varmış gibi hissediyordum.

Ağır ve düşünceli bir şekilde yerimden kalktım. Banyoya gidip duş aldım ve sonra uyku için hazırlandım. Bu sırada, aklımı toplayana kadar bir şey düşünmemeye çalışıyordum. Yastığımı aldım ve odamda, cam kenarının yanındaki koltuğa koyup uzandım. 

Öpücüğü hatırlayınca tek düşündüğümün, öpmesinin nedeni olduğunu farkettim. Dudaklarımdaki sıcak hisse pek dikkat etmemiştim. Ellerim dudaklarıma doğru gidince kendime engel oldum ve kafamı iki yana salladım.

Sahi ne demişti Sasuke, 'Cidden kendimi kontrol edebilmek için çok uğraşıyorum ama sen inadına bir şeyler yapıp duruyorsun'.

Bu sözlerin tahmin ettiğim anlama gelmediğini umuyordum. İçimdeki sıkıntı kalbimi ve midemi ele geçirmişken uyumam mümkün değildi. Burada böyle durdukça kafayı yerdim. Düşüncelerimin beni bu hale getirdiğini biliyordum ama engel olamıyordum. 

Büyük ihtimalle sebebi basit bir şeydi. Böyle olsa iyi olurdu. Bir yandanda iyi olmayacağını düşündüm. Ne yani istediği zaman öpeceği biri gibi mi duruyordum?

Sıyırma aşamasına geldiğimde daha fazla dayanamadım ve kalktım. Onunla şuana kadar her şeyi konuşmuştuk. Bunu neden konuşamayalım ki?

Odamın kapısını açtım ve biraz daha serin olan salona adım attım. Cesaret toplamak için bütün evi 4-5 kez gezdikten sonra sonunda o malum kapının önünde durdum. 

''Derin nefes al ver!'' diye kendi kendime emir verirken bir anda kapısını çaldım. Gerçi daha sonra küçükken yaptığımız gibi -hani kapılara vurup kaçardık ya- yapmayı düşündüm ama iş işten geçmişti bile. 

''Gel,'' dedi hafif uykulu bir tonda. Tanrım nasıl bu kadar rahat?

Karanlık odaya girdiğimde ilk başta gözlerimin alışmasını bekledim yoksa yatağa doğru ilerlerken bir yerlerde düşebilirdim. Hem bu garip hisse de alışmam gerekiyordu.

Gözlerim bir şeyleri seçmeye başladığında onun yüzüstü pozisyonunu bozup sırtüstü uzandığını gördüm. Ayrıca biraz da yana kaymıştı. Derin bir nefes alıp yatağa ilerledim. Oturursam çok ciddi olacağı için yorganın içine girmeden yatağa uzandım.

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin