Berbat geçen bir haftanın sonunda Konoha'ya varmıştık. Bitmiştim, üzgündüm ve gerçekten sadece uyumak istiyordum. Sasuke ile birlikte havaalanında arabasına yürürken dengesiz bir şekilde atıyordum adımlarımı.
''Bana gel.''
Yorgun yüzümü ona çevirip maalesef der gibi başımı iki yana salladım. ''Babamla görüşmeliyim. Üstelik annemi göreceğim daha. Babamla tartışmışlar, birde şimdi direkt sana gelirsem iyice bozulur araları.''
Yürümeye devam ederken hafiften yüzünü buruşturdu. Arabaya binip evin yolunu tuttuk. Yol boyunca gözlerim kapanmasın diye eksta bir çaba sarf etmiştim.
Evin önüne geldiğimizde Sasuke ile birlikte dışarı çıktık. O çantamı bagajdan çıkarırken bende evi süzüyordum. Babamın evde olma ihtimali yoktu.
"Kahvaltı edelim," dedim ona sormadan. Kolundan çekiştirmeye başladığımda söylenip arabasını kilitledi.
"Sahi," dedim. "Arabayı getiren adama ne oldu?"
"Gitti.''
"Hadi canım!" derken gözlerimi devirdim. Onu çekiştirmeyi bırakınca elimi tuttu. Annemi başımıza sarmakta kararlıydı heralde. Ama halimden de şikayetçi değildim.
Anahtarlarımı çıkarıp bahçe kapısını açtım. Bu sırada Kora-san bizi karşılamıştı. Bahçedeki çiçekleri suluyordu. Yaşlı adama el salladım ve gülümsedim.
"Sonunda geldin Misaki-chan."
Başımla onayladım. "Çok yorgunum, senden o meyveli tatlıdan istiyorum!"
Yaşlı kahkahası bahçede duyuldu. "Akşama hazır olur bayan, lütfen mutfağa gelin."
Referans yaptıktan sonra gülerek Sasuke'ye döndüm. Gidelim gibilerinden bir şeyler yaptıktan sonra o önde ben arkada evin kapısına geldik. Tam anahtarı çıkarıyordum ki kapı açıldı.
Annem üstüme atladı. "Misa-chan! İyi misin? Annen seni çok özledi."
Serbest olan elimle ona sarıldım. "Ben iyiyim, sen?"
"İyiyim tatlım."
Bana sıkıca sarılmaya devam ederken kendine has kokusu burnuma doluyordu. Geri çekilip bu sefer Sasuke'ye yöneldi ama ellerimizi görünce durdu. Bir bana bir Sasuke'ye baktı. "Ah, Kiyoshi nasıl bunu yapabiliyor anlamıyorum," dedikten sonra Sasuke'ye de sarıldı. Bu sırada ellerimizi ayırmıştık.
"Geçin içeri," dedi. "Size harika bir kahvaltı hazırlayacağım."
Sasuke'nin elinden çantamı aldım. "Sen içeri geç, ben şunları yerleştireyim."
Bir şey demeden mutfağa geçti, ben de odama çıktım. Ne olursa olsun yine de burayı özlemiştim. Eşyalarımı yerleştirmekten kastım çantayı öylece ortaya atmak olduğundan işim erken bitmişti. Duş alıp hızla giyinmiştim.
Aşağı indiğimde annem ve Sasuke mutfakta henüz kurulmuş görünen masada oturuyorlardı. Annem ufak bir kahkaha attı. Sasuke birini bu kadar güldürecek ne söylerdi ki?
Merakla ikisine bakarken masaya oturdum. Baş ağrımı unutturacak kadar nefis yemek vardı. Kokusundan bile bu yemekleri annemin yapmadığını anlardım.
"Ne oluyor bakalım?" dedim çubukları elime alırken.
"Sasuke bana senin mutfak deneylerinden bahsetti."
Sasuke'ye ölümcül bir bakış attım ama o, omuz silkip yemeğine geri döndü. "Ne olmuş yani?" dedim gözlerimi ondan ayırıp.
"Bir şey olmamış. Zehirlenmemen büyük şans." Annem ufak bir kahkaha daha atarken gözlerimi kıstım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...