Telefonun tiz sesi uykumdan işkence çekerek uynanmamı sağladı. Uyandım uyanmasına ama gözlerimi açacak mıydım? Asla. Evet, bundan sonraki hayatımı burada kıpırdamadan geçirip ölmeyi bekleyecektim. Belki şansım yaver giderdi ve daha erken bir vakitte utançtan ölebilirdim.
Şu an tüm bu şeyleri hissetmemin sebebi olsada başını sırtıma dayamış uyuyan kişiye minnettardım. Düşünmesi bile hala ve bundan sonraki yirmi sene boyunca utanç verici olacak gibiydi. Ben böyleyken Sasuke'nin, tanıdığım duygusuz kişinin, tam anlamıyla beni düşünmesi biraz da olsun daha rahat davranmamı sağlamıştı. Mesela üstümdeki t-shirt için bile ona binlerce kez teşekkür edebilirdim ya da onun da giyinik olmasına, benim yerime anneme bahane uydurmasına hatta dün ben hazır olana kadar bekle- aklıma gelen düşüncelerle kafamı yastığa gömüp bir deve kuşu misali yok olmak istesem bile Sasuke uyanıp telefonu yanıtladığı için uyuma numarası yaptım.
Uykulu çıkan sesi gidip ona sarılma isteği uyandırıyordu... Hadi ama! Hepimiz bunu yapamayacağımı biliyoruz.
Hareket etmeden ve uyurken nasıl pozisyonda olduğumu düşünerek konuşmaya odaklandım.
Sasuke, "Efendim," dedikten sonra tekrar arkama uzandı ve bu sefer elini belime attı.
Kafayı yiyeceğim çocuk!
Uyandıktan sonra yüzüne bile bakamayacağımdan arayanın onu çağırmasını diledim.
"Gelemem," deyince tüm planlarım suya düşmüştü. "Bensiz idare edin."
Karşısındaki adam sesini biraz yükselttiğinden ya da Sasuke kafasını biraz daha enseme yaklaştırdığından karşısındaki kişinin söylediklerini anlıyordum. "Sasuke-kun, babanız bugün erkenden şirkette olmanızı istemişti. Bu toplantının önemli olduğunu biliyorsunuz."
Baban diyor bence gitmelisin diye düşünmeme rağmen Sasuke adamı reddetti. "Öğleye doğru gelirim."
"Ama Sasuke-"
Sasuke telefonu kapattı. Yerinden doğruldu. Gidiyor mu acaba diye düşünürken saçlarımı yüzümden çektiği için bir soğukluk bedenimi sardı.
"Uyandığında beni bulamazsa fena olur," diye mırıldandı. Bir düşününce eğer o gitseydi ve benim bundan haberim olmasaydı gerçekten berbat hissederdim. Ama şu anda çok utanıyorum. Ah, ikilemler...
Boynumu öptüğünde ürperdiğim için kafamı neredeyse çekiyordum fakat son anda sabit kalabilmeyi başarmıştım. Beni kalp krizinden öldürmek falan istiyordu heralde.
Yataktan tamamen kalkıp odayı terk ettiğinde rahat bir nefes aldım. Yorganı sıktığımı şimdi fark ediyordum. Yatakta, kalabileceğim en uzun süre kalmaya çalıştım fakat ben ne kadar geç kalkarsam Sasuke o kadar geç gidecekti. Benim yüzümden yeterince sorun yaşayacaktı zaten.
Yorganı üzerimden attım ve doğruldum. Vücudum yorgundu biraz ama onun dışında bir şeyim yoktu. Üzerimde sadece biraz uzun bir t-shirt vardı.
Ayağa kalkıp kafamı kapıya dayadım. Su sesi geldiğine göre Sasuke duş alıyordu. Kendi odasında almayarak düşünceli olmakta zirve yapıyordu şu an.
Bende fırsattan istifade eski odama gidip kalan eşyalarımın arasında bir kaç kıyafet buldum. Bunları bıraktığımda hiç böyle bir şey için ihtiyaç duyacağımı düşünmemiştim.
Hızlıca kıyafetleri alıp tekrar odaya geri döndüm. Duş alıp odayı toparladım ve bunu yaparken her on dakikada bir kafamı soğuk suya sokma isteğiyle baş etmeye çalıştım.
Sonunda büyük an geldiğinde artık dışarı çıkmak zorundaydım. Oyalanabildiğim kadar oyalanmıştım. Sasuke uyanık olduğumu bildiği halde odama gelmemişti. Kaçıncı teşekkürümdü ona acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...