14. Bölüm

725 67 27
                                    

İno'nun Açısından

''Temari,'' dedim onun iyice dibine girerek. Temari rahatsız olduğunu iterek belli etsede pek umrumda değildi. İstediklerimi yaptırmak için en iyi yöntem buydu ve ayrıca fiziksel teması severdim.

''Çok yakınsın! Ne oldu?'' 

''Hadi sizde çıkın ve biz baş başa kalalım.''

''Düşündüğü şeye bak! Doğru düzgün yemek yapsan iyi olur. Zaten birazdan çıkacağız.''

Göz kırparak, ''Bana bırak,'' dedim. Bana güvenmek konusunda pek emin görünmesede başka şansı yoktu. 

Bir müddet daha oturup sohbet ettik; hatta Misaki ile mesajlaştık. Sonunda bizimkinden 'süsler tamam' yazısı gelince harekete geçmeye karar verdik. Son kez Sakuraların nerede olduklarını öğrendikten sonra Hinata ve Naruto'yu almak için vakit gelmişti.

''Shikamaru beş dakika sonra çıkalım!'' Temari salona seslendikten sonra kahvesinden son yudumunu aldı ve içeri geçmek için kapıya yöneldi. Bu kız hiçbir şeyden anlamıyor cidden! Kolundan yakaladığım gibi TenTen'in odasına soktum.

''Ne yapıyorsun İno?''

''Ne mi yapıyorum? Asıl sen ne yapıyorsun?'' Kapıyı yavaşça kapattım ve öğretmen edasıyla ona döndüm. ''Bak, pek öyle görünmesede bu bir randevu sayılır.''

''Randevu mu? Saçmalama!'' 

''Kızardın.''

''Kızarmadım!''

''Kızardın.''

''Hayır, kızarmadım!''

''Yani, onunla birlikte olmak umrumda değil diyorsun?'' Tek kaşımı kaldırıp sinsi gülüşümü suratıma yerleştirdim. Karşımda aklı karışmış bir kişi olunca işler daha eğlenceli oluyordu. İkna yeteneğimin işlemeyeceği biri yok! Bekle ve gör Temari. Son kez sinsi sinsi güldükten sonra, ''Öyleyse, neydi şu kızın adı... her neyse şu Shikamaru'yu seven işte. O zaman onun bir şeyler yapmasını izlersin ha? Shikamaru'nun doğum gününe iki hafta olduğunu biliyorsun öyle değil mi? Bugün senin şansın! Seninle zaman geçirmesi için onu ikna et!''

Temari'nin yüzü iyice endişeli bir hal alırken baskılarımı sürdürüyordum. ''Bana güvenmiyosan Misaki'yi ara. Ona da soralım!''

Aklına yatmış görünüyor ki elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Büyük ihtimalle hızlı aramaya aldığı Misaki'yi hemen aradı. 

''Sana bir şey sormam lazım.'' 

Temari'nin elinden zorla kapıp telefonu aldım ve hoparlörü açtım. 

''Ne oldu birden?'' diye sordu. ''Ses tonundan anlaşıldığı üzere heyecanlı bir konu.''

Misaki'nin sırıtışı gözlerimin önüne geldi. İşte aradığım ifade bu! Ah, Misaki anlamıyorlar bizi! Neyse konuya dönelim. Temari'nin utana sıkıla anlatacağını bildiğimden araya daldım.

''Misaki, bak şöyle diyorum. Shikamaru'yla birlikte gittiklerinde bir randevu için ikna etsin onu. Yani ona olan ilgisini göstersin. Hiç konuşmuyorlar!''

''Misaki şuna yapayacağımı söyle!''

''Hayır, yapabileceğini söyle!''

''Bir susun be! Şimdi anladığım kadarıyla Temari hoşlandığını belli etsin diyorsunuz?''

''Bana kalırsa direkt söylesin.''

''Sen sus İno. Herkes sen mi?'' Misaki biraz durdu. Düşündüğü anlaşılıyordu. ''Şöyle yap. Sen hoşlandığını belli etme, onun hoşlanıp hoşlanmadığını öğrenmeye çalış.''

Farklı HislerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin