"Bu çok güzel!" dedi İno ama sonra sanki bir şey görmüş gibi çubukları geri çekti ve başını iki yana sallamaya başladı. "Hayır, ben diyetteyim."
Gözlerimi devirip daha demin iç geçirerek baktığı eti ağzıma attım. Bana sanki insan yemiştim gibi baktı. "Bunu nasıl yapabilirsin? Resmen bakıştığım çocuğu elimden aldın!"
"Yemeyenin malını yerler."
İno bana kötü kötü baktı. Omuz silkip yemeye devam ettim. Bu sırada bizimle zerre ilgilenmeyen TenTen aramıza katıldı.
Bizim evde kahvaltı ediyorduk. Sasuke şu aralar deli gibi çalışıyordu. Evde olduğunda yine çalışıyordu ama eve neredeyse uğramıyordu. Onu yaklaşık yirmi dört saattir görmüyordum. Eve geldiğinde ben uyumuş oluyordum, gittiğinde ise yine uyuyor oluyordum. Bende kızları çağırmaya ve birlikte zaman geçirmeye karar vermiştim ama sadece bu ikisi gelmişlerdi... İşsizler takımı olarak buradaydık.
"Bu iş can sıkıcı değil mi?" dedi TenTen. "Kimse bizimle takılmıyor."
İno başını salladı. "Ne Sai ne başka biri! Herkes kendi derdinde. Geçen Sakura'yı aradım ve bana ders çalıştığını söyledi."
Yanağımı avucuma yerleştirdim. "Sasuke ile aynı evde kalıyoruz ama onu görmüyorum bile!"
İno yemeğini bırakıp kollarını kavuşturdu. "Yarın herkesi çağıracağım eğer bir kişi bile gelmezse öldürürüm. Misaki, Sasuke sende."
O kadar kararlı görünüyordu ki itiraz etmek istemiyordum ama yapmak zorundaydım. "Sasuke şirkette çok yoğun. Erken çıkması mümkün değil."
İno dudaklarını araladı ama sonra kapatıp şeytani bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. "O zaman bizde geç buluşuruz."
"Nasıl yani? Evde mi?" diye sordu TenTen. "Annemler geldi, benden ümidi kesin."
İno bilmiş bilmiş sırıtıyordu. Gizemli bir şey söyleyecekmiş gibi masanın üzerine eğildi ve işaret parmağıyla bizi çağırdı. Bizde eğildik.
"Eve değil," dedi. İşaret parmağını indirip baş parmağını kaldırdı ve ağzını işaret etti. "İçmeye."
İno'nun bulduğu fikirde buydu işte. Bakışlarımızı fark edince, "Hadi ama," dedi. "Ev çocukları sizi!"
"Sen nesin sanki?" dedim. Sonra nefesimi verip ağzıma bir et daha attım. "Sasuke içmeme bile izin vermeyecek ve yaptığım tek şey o gürültüyü çekmek olacak."
İno bir müddet sessizce düşündü sonra ani bir hareketle tekrar masaya eğildi. Kafasına geçirdim bir tane. "Ödümü koparttın!"
Başını ovalarken gülüyordu. "Bir fikrim daha var!"
"Neymiş?" dedi TenTen.
"Bizimkiler gidiyor. Yani evde değiller üç gün. Bize gelin. Hem toplaması daha kolay milleti."
"Bu olabilir işte," dedim hala Sasuke konusunda emin olamayarak.
"Öyleyse anlaştık!"
***
TenTen kahvaltıdan sonra gitmişti ama İno dokuza kadar kalmıştı. Film izlemiş, markete gidip malzeme almış ve pasta bile yapmıştık. Sonra ben bitirirken İno izlemişti. Bir dilim yemişti gerçi.
Onu evine bırakmıştım. Şimdi ise yürüyerek geri dönüyordum. Yağmur yağmıştı bu yüzden yerler ıslaktı. Hava huzurluydu.
Telefonumu çıkarttım ve Sasuke'yi aradım. Tam vazgeçip kapatacakken telefonu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Hisler
FanfictionGaara, ayrılmak istediğini ve başka birini sevdiğini söylediğinde her şeyin hikayelerdeki gibi olacağını düşünmüştüm. Kalbim parçalara ayrılacaktı ilk başta. Sonra üzüntüm öfkeye dönüşecekti ve intikam planları yapacaktım. Belki de yeni sevgilisiyle...