3/5 'İzmarit'

785 87 143
                                    

Anathema - Regret

İstediğiniz gibi uzun bir bölüm oldu. Bölümle ilgili düşüncelerinizi yazmayı unutmayın!

Keyifle okumalar!

B E D E L

Gözlerim kapalıydı ancak yelkovanın ısrarla seslenmesini duyuyordum. Resmen beni uyandırmak istiyor, hatta uyanmam için yankısını duyurmak adına bir kalp gibi ritimle çarpıyordu. Israrına ve endişesine anlam veremiyordum. Ancak ona kulak vermeyip o şekilde yatmaya devam ettim. 

Bir süre sonra o gürültüyle sıçrayana kadar. Etrafta yankılanan o patırtıya neyin neden olduğunu bilmeden içimdeki anlamsız korkuyla doğruldum yataktan. Her yeri fayansla kaplı olan bu binada en ufak bir ses bile kendisine yankı bulurken, böyle bir gürültü tüm binanın en ücra köşelerindeki huysuz ruhları bile uyandırmış olmalıydı, ki biri bendim.

Terliklerimi yerde aramadan bulup giydim ve odamın kapısına ilerledim. Dışarda bir yerde epeyce uzakta olmasına rağmen, bağırdıkları için duyduğum birkaç kişinin yükselen sesleri boş koridorlarda geziyor ve kapımı tıklatıyordu. Ancak dışarı çıkmam mümkün olmadığı için sadece kulağımı kapıya yaslayarak onları en azından anlamak için bir çaba sarf ediyordum.

Hiçbir faydasının olmayacağını bilerek parmak uçlarımın üzerine yükselerek daha fazla kelimeyi ayırt edip anlamaya çalışarak kendimi kapıya bastırırken, tuhaf bir iniltiyle bağıran bir adamın sesiyle irkildim. Parmak uçlarımdan düşmemek için tutunduğum; dışarı doğru açılan odanın kapısının kulpu tuhaf bir şekilde açıldı ve dengemi sağlamak için tutunduğum kulp, ellerimden kayıp yaslandığım kapı bir an yok oldu. Ve ben sesin ayak izlerinin olduğu koridorun fayansına oldukça sert bir şekilde yüz üstü düştüm.

Dizlerimin üzerine oturup yanan avuçlarıma üfleyip onları birbirlerine sürterken tekrar o sesleri duyup bakışlarımı kaldırdım sol omzumun üzerine. Acıyan dizlerimi kalkarken ovalayarak sese doğru yürümeye başladım. Bütün kapılar kapalıydı. Etraf ıssızdı, adım seslerim kulaklarımı tırmalıyordu. Her zaman kilitli olan kapım neden açıktı? Neler oluyordu? Bu seslerde neydi? Güvenliğin bulunduğu o küçük odanın önünden geçerken yavaşladım ve duvara biraz daha yaklaştım. 

Güvenlik orada yoktu. Muhtemelen bu sesler etrafta hüküm sürerken burada olması da çok tuhaf olurdu. Biri mi kaçmıştı? Ya da kaçarken yakalanmış mıydı? İki hasta birbirine mi girmişti, o sesler neydi? Düşüncelerimi ışıkların bir anda kararması böldü. Bir an da zifiri bir karanlığa bölünen hastane, gölgelerini üzerime salmışçasına gerildim ve etrafımda bana doğru hızla gelen karaltılar olduğunu düşünerek sırtımı duvara yasladım.

Birkaç nefes alışverişiyle kendimi böyle bir şeyin olamayacağına ikna etmeye çalışırken, şu an gerçekten aklı kaçırmış biri gibi göründüğüme yemin edebilirdim. Derin derin aldığım nefesleri etrafta daha fazla duymaya başlamıştım. Onlar benim sesimin yankıları olmalıydılar. Öyle olmak zorundaydı.

İçimde bir serçenin son nefesini verirken çırpındığı kanatları gibi hızla atan kalbim beni dinlemek istemiyordu. Birkaç adım sesi duyduğumda tüm dikkatim bir an tek noktada toplandı. Yaklaşan adım seslerine çevirdim bakışlarımı. Bir ışık huzmesi sabit olmayan bir noktadan karşıdaki koridorun solundan geliyordu. Yaklaştıkça ışık huzmesi daha da büyüyordu.

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin