Kendi çaresizliğimde boğuluyorum.
Doktor, beni kırılmaz yapabilir misin?
*Şimdi içimde bir karanlık var.
Uyumaya devam ediyorum,
Bu kötü rüyalarla birlikte.
İçimde ki karanlıkla mücadele edemem.
Ama o nerede duracağını bilir.
Kötü rüyalarıma musallat oluyor.
*Ama boş bir ruh.
*Karanlıkla savaşamam.
Karanlıkla savaşamazsın.
Ya da benim kötü rüyalarımla.
Boy Epic - Wicked
O adam; eline bir fırça ve palet almış, içine siyah ve koyu gri boyalar doldurmuş ruhumun başına geçmişti. Dünyamın gök yüzünü koyu gri bulutlarla doldururken, okyanuslarıma siyah mürekkep çalmıştı. Ölümün o sessizliğinde, ölümden daha sessiz olan bir ruhu vardı, onun. Dokunmaya korktuğum bir lavı vardı. Dokunursam yanacağımı biliyordum.
Yakacağını bildiğim halde neden ısrarla dokunmak istiyordum? Yasak olduğunu bildiğim halde neden istiyordum? Yasak olan her şeyin cazip geldiği gibi o da bana yasak ama en cazip kişiydi. Ruhumla sevişiyor, bedenime dokunmuyordu.
İlerledikçe ruhuma parmak izlerini kazıyordu. Ben onun suç mahalli gibi sessiz, kimsesiz karanlık bir dar sokaktım. Bedenimde işlediği cinayetlere tanık oluyor onları içimde barındırıyordum. Ve her katil sonunda cinayet mahalline dönerlerdi, değil mi?
"Geri döndüğünde yerde ki ruhumdan akıttığın kan izlerine bak ve beni hatırla. De ki; Oyun bitti. De ki; Gerçekten sevdim, çocuk. Özür dilerim, söyleyemedim. Bilirsin, ben dengesiz bir adamım." İşte tam burada gülümse: "Seni öldürürken bile sevdim ve evet güzelim, pişman değilim."
Sonra kaldır oradan cesedi mi. Ellerinle kaz mezarı mı. Koy beni içine ve yat yanıma. Soğuğun tam anlamıyla yerleştiği ruhsuz bedenime sarıl ve hisset o soğuğu. Zaman dursun. Toprak örtülsün üzerimize ve en kötü oyununu oyna adam. Göm beni sensizliğe, sessizce.
***
Onun kıyısına vurmuş bir balık gibi kollarında adeta çırpınarak can veriyordum. Ne yapacağını kestiremiyordum. Ne düşündüğünü anlayamıyordum. Adeta alev püskürüyordu gözleri. Neden bu kadar korkutuyordu beni?
Telefon kulağımda kalmış ona bakarken, onun yüzünde belli belirsiz bir eğilim oldu. Belki de şaşkın ifadem onu gülümsetmişti, bilmiyordum. Benim bakışlarımı takip eden bakışlar kalabalığın olduğu yere yöneldi ama Yağız'ı seçebilecek kadar tanımıyorlardı onu. Belki de yüzünü dahi hatırlamıyorlardı ama Kaan'ın bakışları da en az benim ki kadar dehşete düşmüştü. Bir an ellerimi nereye koyacağımı şaşırarak etrafıma ardından Uğur'la konuşarak gülen Sefa'ya baktım. Onu öldürecekti!
"Tuna." dedim telaşla gözlerinin içine bakarken, bakışları kalabalıktan koparcasına bana döndü. "Buranın başka çıkışı var mı?" Gözleri ne dediğimi anlamaya çalışıyormuş gibi kısıldı ve dikkat kesildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/35625671-288-k600341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)
Mystery / ThrillerDuyuyor musun? Sallamayı bıraktığın beşikte ağlıyor ölüm. (Bölüm sayısı sizi korkutmasın, iki seri (1 ve 3) aynı hikâyede yayınlanıyor.) 1. Seri Ölümün Elçisi 3. Seri Azrail'in Gölgesi bu serinin içinde yayınlanmaya devam ediyor. Cennetten ceh...