AZRAİL'İN GÖLGESİ

2.1K 78 19
                                    

Merhabalar! Birkaç gün önce, 14 Kasım akşamı aslında Bedel'in ikinci serisi olan Ölümün Ayak Sesleri'nin sezon finalini yaptım. Fakat bildirim gitmediği için bir çoğunuzun bundan haberi yok. İnstagram'dan ve Whatsapp grubundan duyurusunu yaptım fakat çoğunuz orada olmadığınız için sadece orada olanlar bildirim gelmediğini ve haberdar olabildikleri için sevindiklerini söyleyebildi, yorumlarını oradan bana iletebildiler. Takipte kalmanız duyurular için aleyhinize olur. İnstagram linki duvarımda bulunuyor yine de bölümün sonuna not düşeceğim. Ayrıca kesitler, etkinlikler, hikayelerimle ilgili sohbetler ve bildiriler için gruba katılmak isteyenlerin bana mesaj atmasını rica ediyorum.

Öncelikle bu üçüncü serinin girişi o yüzden henüz ikinci seriyi bitirmeyenlerin okumasını şiddetle tavsiye etmiyorum. Evet, üçüncü seri birinci serinin içinde yayınlanacak. O yüzden şimdiden kütüphanelerinize eklemeyi unutmayın!

"Çok fazla spoiler içeriyor! İkinci seriyi bitirmeden okumayın!"

B E D E L

AZRAİL'İN GÖLGESİ

Yağmur çiseliyordu, adım izleriyle dolu olan kaldırımdan yolun üzerine. Yağmur çiseliyordu, binlerce anının üzerine. Durmak üzereydi gökyüzü ve son bir buse konduruyordu sanki hiç beraber olmayacağı yeryüzüne. Anılarının musallat olduğu ve onu zihninden koparacak kadar kuvvetli hiçbir nefesin olmadığı, bu rahatsızlıktan bıkmış bir kız yürüyordu yolda.

Bir intihap vardı zihninde. Ne zaman o gelse aklına kanayan ve durmak bilmeyen, 2 yıldır çürümeye bırakılan bir anı. Sürekli hatırlandıkça acıtan, korkutan, özlenen bir acı.

Belki de bir anı...

Yolun kenarlarına serpiştirilmiş ağaçların arasından yürürken onu izleyen bir adam. Ne zaman durup onu izleyecek olsa, ne zaman ona ulaşmak için çabalasa kaybolan bir anı... Ne zalim bir hayal, değil mi? Ne acımasız bir halüsinasyon.

Ne kötü bir anı...

Artık ona ulaşmaktan vazgeçtiği, artık onu özlemekten bile vazgeçmek istediği, o kadar büyük bir acıydı ki bu anı, istemiyordu artık onu. Sürekli tekrar ediyordu, "Bu kadar zor muydu adam?" diyordu gözleri dolarak. "Bu kadar zor muydu bensizlik?"

Ardından süzülüyordu o soğuk yaşlar gözlerinden, soğuktu evet, adam gibi soğuktu onlarda artık. Diyordu ki Mira; "Özür dilerim."

"Biliyorum, bir işe yaramayacak," Bir iç çekiş bölerdi hep bu kısımlarda nefesini, "Özür dilemek, seni geri getirmeyecek, zamanı geri almayacak ya da beni sana ulaştırmayacak... Özür dilemek öleni diriltmeyecek, biliyorum." Hep gücü düşerdi bu cümlelerden sonra, bu yüzden ıslak da olsa oturacak bir bank arardı gözleri.

Özür dilerim.

İleride bir iki tahtası eksik bir bank duruyordu. Diğerlerine göre eskiydi epey ama ona en yakın olan oydu.

Ona doğru yürüdü, kenarda ona bakan yarasını görmek istemedi. Ama ne zaman böyle yürüyecek olsa, ne zaman bir yerde otursa, ne zaman birileriyle bir yerlerde kafasını dağıtmak istese, köşede bir yerde durur onu izlerdi adam. Yalnız bırakmazdı, hep bir yerlerden karşısına çıkar, hep gölgelerin içinden izlerdi onu. Bu yüzden bir çocuğun hayali arkadaşı gibi, onun hayali korumasıydı o adam.

Oturdu o banka. "Ölüm nasıl ölür ki zaten?" dedi kendi kendine. Bankın diğer ucuna onun oturduğunu hissetti. Normalde bu kadar yaklaşmazdı kendi ona yürümediği zamanlarda. Bu kez oturmuştu oraya sanki adam.

BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin